Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/12092 E. 2014/12865 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12092
KARAR NO : 2014/12865
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/01/2008
NUMARASI : 2007/379-2008/1

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
A-Davalı A.. Ş..’in temyizi yönünden,
Mahkeme kararı davalı A.. Ş..’e 28.01.2008 günü tebliğ edilmiş olup, 13.02.2008 tarihinde harcı alınmıştır.
Bu durumda HUMK.nun 432. maddesi hükmünde öngörülen 15 günlük temyiz süresi geçmiş bulunduğundan 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
B-Diğer davalıların temyizi yönünden,
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dava konusu taşınmazın tapu maliklerinden Alioğlu V..ile Mevlide oğlu Emin’e kayyım tayini kararının keşinleşme şerhli onaylı sureti Dairemiz tarafından üç kez geri çevirme kararı ile istenilmiş olmasına rağmen, eksik yerine getirilmeden, başka bir dosya ile alakalı olarak adı geçen tapu maliklerini Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/748 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında temsil etmek üzere atanan vasilik kararının dosyaya getirtilerek pasif husumet yönünden taraf teşkili sağlanmadan eksik taraf teşkili ile dosyanın karara bağlanmış olması,
2-Davalılardan Hanife G.. vasisi Refika E..’ın Avukat M.. K…’ya vermiş olduğu vekaletnamenin incelenmesinde ilgili vekaletnamenin kendisi adına verilmiş olduğu, vasi sıfatıyla verilmemiş olduğu anlaşılmakla bu hususun mahkemece denetlenmemiş olması,
3-Dava konusu taşınmazın değerlendirme, emsal taşınmazın ise değerlendirmeye esas alınan satış tarihleri itibarıyla imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıkları da belediye imar ve tapu müdürlüklerinden araştırılmaksızın hüküm kurulmuş olması,
4-Dava konusu taşınmaz ile somut emsal alınan taşınmazın bulundukları cadde ve sokak itibariyle belediyece belirlenen 2007 yılındaki emlak vergisine esas asgari m² değerlerinin belediye başkanlığından araştırılmaksızın hüküm kurulmuş olması,
5-Dava konusu taşınmazın son malikleri ile üzerindeki şerh ve takyidatları gösterir biçimde tapu kaydının getirtilerek, davalıların mülkiyet hakları ve payları incelenip denetlenmemiş olması,
6-Davalı Nezahat Karamete mirasçıları adına dava dilekçesi tebliğ edilmiş ise de, murise ait veraset belgesinin nüfus kayıt bilgileri ile denetlenmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
7-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.