Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/1154 E. 2014/7248 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1154
KARAR NO : 2014/7248
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Nevşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 29/11/2012

NUMARASI : 2011/167-2012/472

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, karşı dava dilekçesinde ise Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

1-Dosya içeresindeki bilgi ve belgeler ile özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun incelenmesinden dava konusu taşınmazlardan 14692 parselin sulu olduğu yönünde ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılmadan, tapu malikinin Nevşehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurul Kararı ile dosyayla ilgisi bulunmayan ancak tapu malikine ait 7469 parsel sayılı taşınmaz için yeraltı suyu kullanma izin kararı aldığı ve taşınmaz ile davaya konu 14692 parsel sayılı taşınmazın Nevşehir-Ürgüp karayoluna göre aynı tarafta kalması sebebiyle sözü edilen belge üzerine dava konusu taşınmaz sulu kabul edilerek hüküm kurulmuş olduğu anlaşılmıştır.

Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında bu yönde herhangi bir tespit yapılmamış olduğu halde, bilirkişi kurulu raporunda yukarıda yazılı olan gerekçe ile dava konusu 14692 parsel sayılı taşınmaz sulu kabul edilmek suretiyle sulu tarım arazilerindeki ürünler münavebeye alınarak değer biçilmiştir. Sulama kaynağının ne olduğu açıkça gösterilmeden (taşınmazın üzerindeki bir su kaynağından veya yakınındaki bir dereden sulanıp sulanmadığı), sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama yada başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yeraltı suyundan hangi sistemle yararlanıldığı hususları ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden, pompajla sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçe ile taşınmazın sulanabilir arazi olarak kabul edilmesi ve bu yönde düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,

2-Davaya konu 14692 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının incelenmesinden önceden Etibank Genel Müdürlüğü lehine irtifa hakkı tesis edildiği anlaşılmış olup, bu irtifa hakkının niteliği de belirlenerek taşınmazın değerinde oluşturması kaçınılmaz olan değer kaybının incelenmemiş olması,

3-Dava konusu taşınmazların tapu kaydında yer alan korunması gerekli kültür varlığı şerhi ile birlikte davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.