Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/1149 E. 2014/8802 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1149
KARAR NO : 2014/8802
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/01/2013
NUMARASI : 2011/671-2013/52

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi davalı vekilince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davacı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen cevap dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı adına gelen olmadı. Aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av.Ferda İrişik geldi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu hükme yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Bilirkişi raporunda emsal alınan … ada 26 parsel sayılı taşınmazın satış tarihi 15.05.2009 ve … ada 15 parsel sayılı taşınmazın 28.06.1991 tarihinde, dava konusu taşınmazın 04.11.2011 olan dava tarihinde imar düzenlemesi sonucunda oluşmuş parseller olup olmadıklarının belediye imar müdürlüğünden sorularak, incelenen emsallerin imar parseli, dava konusu taşınmazın ise bu nitelikte olmaması halinde, yapılacak karşılaştırma sonunda dava konusu taşınmaz için bulunacak değerinden İmar Yasasının 18.maddesinin 2.fıkrası uyarınca, düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin dikkate alınmaması,
2-2942 sayılı Yasa’nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmaz ve bilirkişi raporunda incelenen somut emsallerin 2011 yılı itibarıyla emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından getirtilip değerlendirmeye esas alınan oranların fahiş ölçüde farklı olduğunun anlaşılması halinde bu farklılık ve çelişkinin giderilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak incelenen taşınmazlardan 482 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 15.05.2009, 103 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ise 28.06.1991 tarihli değerlendirmeye esas alınan satışların alıcı, satıcı ve satış bedellerini gösteren resmi akit tablolarının mahkemece getirtilip raporun denetlenmemesi,
4-2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin son fıkrası ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında; kamulaştırma yoluyla daimi irtifak hakkı kurulması nedeniyle taşınmazda oluşacak değer düşüklüğünün (dolayısıyla kamulaştırma bedelinin) saptanmasında taşınmazın cinsi (arsa veya arazi olması) ve yüzölçümü ile irtifak hakkının kurulduğu alanın yüzölçümü, irtifakın niteliği (petrol, akaryakıt ya da doğalgaz boru hattı, elektrik enerjisi nakil hattı vb.) ve konumu gözönünde bulundurulup buna göre değer düşüklüğünün (yöntemince kanıtlanmış önemli ve özel bir durum söz konusu olmadıkça) taşınmazda irtifak hakkının kurulduğu alanın mülkiyet değerinin arazilerde %35’inden, arsalarda %50’sinden fazla olamayacağı kabul edilmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaz üzerinden geçirilen irtifak hakkı ile pilon yerinin yüzölçümleri belirlenmemiş (fen bilirkişisi raporunda sadece kroki ile göstermiş) ve 443 m²’lik dava konusu taşınmaz üzerinde yüksek gerilim elektrik direği ile bu direğe bağlı bulunan elektrik tellerinin taşınmazı 3 parçaya ayırdığı ve Tarsus Belediye Başkanlığı’nın 04.03.2010 tarih ve 900 sayılı yazısında “parsel üzerinde enerji nakil hattına ait pilon bulunduğundan ve enerji nakil hattının yatay ve düşey emniyet salınım mesafelerini sağlamadığından dolayı inşaat yapılmasına izin verilmeyeceğinin” bildirildiği de dikkate alınarak taşınmazın arsa olarak tasarrufunun mümkün olmayacağı nedeniyle irtifak hakkı tesisinin taşınmazın bütününde %95 değer kaybı meydana getireceği belirtilerek buna göre irtifak hakkı bedeli tespit edilmiş, ayrıca pilon yeri bedeli de hesaplanmamıştır.
Bu durumda öncelikle fen bilirkişisine dava konusu taşınmazın üzerindeki pilon yeri ile irtifak hakkının kurulduğu alanın yüzölçümlerinin tespit ettirilmesi ve yukarıda bahsedilen ilke gereğince arsa niteliğindeki taşınmazdaki daimi irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün ve pilon yeri değerinin hesaplanması gerektiğinin düşünülmemesi,
5-Dava konusu taşınmazın üzerinden geçirilen irtifak hakkının alanı kadar davalı idare lehine irtifak hakkının tesisi ile idare adına tesciline ve yine pilon yerinin davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken davalı idare vekilinin taşınmaz bedeline itiraz etmekle birlikte tespit edilen bedelin %95’e tekabül etmesi nedeniyle taşınmazın tamamının mülkiyet hakkını talep etmesi üzerine dava konusu taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile davalı TEİAŞ Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olması,
6-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7. fıkrasında getirilen ve bu madde kapsamında açılan davalarda harç ve vekalet ücretinin bedel tespiti davalarında öngörüldüğü şekilde maktu olarak belirleneceği hükmü gözetilmeden nisbi harca ve vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.