YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1107
KARAR NO : 2014/10622
KARAR TARİHİ : 16.06.2014
MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2011
NUMARASI : 2004/160-2011/514
Dava dilekçesinde, itirazın iptali ve inkar tazminatı; karşı davada ise tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı Oda vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan 10.06.2014 tarihinde temyiz eden davalı-karşı davacı vekili Av.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı-karşı davalı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı karşı davalı M.. A.. vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 24.03.2002 ila 16.09.2002 arasında oda yönetim kurulu başkanlığı yaptığını, usulsüz şekilde görevden alındığını, görev yaptığı dönemdeki alacakları için oda aleyhine icra takibi yaptığını ancak odanın haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş, cevap dilekçesinde ise iddiaların asılsız olduğunu belirtip karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı karşı davacı Oda vekili de cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının taleplerinin yerinde olmadığını, bilakis M.. A..’ın Odadan maaş almaması gerekirken maaş aldığını, Oda hesaplarından İzkaş’a ödenmek üzere çekilen paranın İzkaş’a ödenmediğini, yönetim devri sırasında kasa açığı çıktığını, hakkı olmadığı halde oda yönetim kurulu başkan vekili N.K.’a ücret ödenmesi suretiyle odayı zarara uğrattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 20.000TL kurum zararının faiziyle davacı karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece her iki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 50. maddesi, “Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır. Organlar, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar.”, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71. maddesi; “Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.Kamu zararının belirlenmesinde; a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması, b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması, c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması, d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması, e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması, f) (Mülga fıkra) g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması, esas alınır. Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.” hükümlerini içermektedir.
Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesine göre kamu zararı, mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıyla doğan zararı ifade ederken 5. maddesine göre ise; kamu görevlilerinin; kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, yönetilmesinden, kullanılmasından, korunmasından, kötüye kullanılmaması ve her an hizmete hazır bulundurulması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduklarını belirtmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı-karşı davalı M.. A..’ın davalı-karşı davacı İ.. O..’nda 26.02.1999 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, bir dönem fiilen oda yönetim kurulu başkanlığı yaptığı, başkan sıfatıyla huzur hakkı aldığı, yine N. K.’ın da oda yönetim kurulu başkan vekilliği yaptığı, kendisine başkan vekili sıfatıyla huzur hakkı ödemesi yapıldığı, zimmet suçundan M.. A..’ın ceza yargılamasının halen İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ettiği, M.. A..’ın oda hesabından oda iştiraki olan İ. A.Ş.ye ödenmek üzere para çekip çekmediği, çekti ise miktarı ve bunun İ. A.Ş.ye ödenip ödenmediği, alması gereken huzur hakkı miktarı, yönetimi devrettiği dönemde kasa açığının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu, N.K.’a usulsüz bir ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise miktarının ne olduğu hususlarında hem ceza davasında hem de bu davada bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ancak alınan bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunduğu, bu çelişkiler giderilmeden, eksik inceleme ile davaların kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler de gözetilerek dosyadaki bilgi ve belgeler ile İ.. O..’na ait defter ve kayıtlar yanında İ.A.Ş.ye ait defter ve kayıtlar ile İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/445 esas sayılı dosyasındaki tüm defter, belge ve bilgilerin birlikte değerlendirilmesi ve önceki bilirkişi raporları arasında mevcut çelişkiyi de giderecek şekilde yeni oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor alınması ve oluşacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı-karşı davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.