Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/11026 E. 2014/17919 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11026
KARAR NO : 2014/17919
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraf vekillerince yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçeleri ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalılar vekili Av…geldi. Davacı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Dava konusu taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemişse de hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Dava konusu taşınmazın arsa olarak kabul edildiği dikkate alınarak zemin değerinin tespiti ve emsal ile karşılaştırmasının yapılması amacıyla bu konuda aralarında uzman mülk bilirkişisinin (emlak bilirkişisi) bulunduğu beş kişilik bir heyet ile değerlendirme yapılarak rapor düzenlenmesi gerekirken, üç inşaat mühendisi ve iki mülk bilirkişisi (ziraat bilirkişi) tarafından oluşan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi,
2-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin (d) bendi gereğince; emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında gözönünde tutulması; emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin oranı ile bilirkişi raporlarında değerlendirmeye esas alınan oran birbirinden fahiş ölçüde farklı ise, bu farklılık ve çelişki giderilmesi gerektiğinden, kıyasi emsal olarak alınan taşınmazın bağlı bulunduğu cadde veya sokak için 2006 yılı itibarıyla emlak vergisine esas asgari m² değerinin getirtilerek bu yönden bilirkişi raporunun uygunluğunun denetlenmemesi,
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıyasi emsal olarak değerlendirilen … parsel sayılı taşınmazın değerlendirmeye esas alınan 18.05.2004 satış tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parseli olup olmadığı, imar parseli ise düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediği, düşülmüş ise oranı araştırılarak emsalin imar parseli olması durumunda dava konusu taşınmazın bulunan değerinden düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapılması gerektiği dikkate alınmadan değerlendirme yapan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
4-Bozmadan önce tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedeller arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafından bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi yerine, fazla ödenen bedellerin davalılar …. ve …. için 22.04.2010 tarihinden; … için ise 29.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılar yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.