Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/10770 E. 2014/12671 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10770
KARAR NO : 2014/12671
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2013
NUMARASI : 2013/437-2013/11

Dava dilekçesinde, 16 parseldeki taşınmaz hissedarlarının gaipliklerine, adlarına olan tapunun iptali ile hazine adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul M../ …. ada 16 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden Ömer F.. vd. hakkında bu kişilerin sağ olup olmadıkları, ölü iseler mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiğini, taşınmazın 10 yıllık kayyımla idare süresinin dolduğunu ileri sürerek TMK. nun 588. maddesi uyarınca bu kişilerin gaipliğine ve adlarına olan taşınmaz hissesinin tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1. maddesine göre; “Çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır: a-ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller, b-ilgililerin, ileri sürebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller, c- hakimin re’sen harekete geçtiği haller.” olmak üzere bu üç ölçütle çekişmesiz yargının genel çerçevesi belirlenerek mümkün olduğunca çekişmesiz yargı işleri sayılmış, 382/2-a.4. maddesinde de “Gaiplik kararı” açıkça kişiler hukukundaki çekişmesiz yargı işleri arasında belirtilmiştir. Aynı Kanunun 383. maddesinde “Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir.” 2. maddesinde ise; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde görüleceği düzenlenmeyen ve konusu para ile ölçülemeyen bütün dava ve işler genel görevli hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesinde görülür.
Dava dilekçesinde gaiplik yanında Türk Medeni Kanununun 588. maddesi uyarınca gaip olduğu ileri sürülen kişilerin adlarına olan taşınmaz hissesinin tapusunun iptali ile Hazine adına tescili de istenmiş olup bu talep yönünden görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Hal böyle olunca yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler de dikkate alındığında tapu iptali ve tescil talebinin eldeki davadan tefrik edilip ayrı bir esasa kaydı ile gaiplik davasını bekletici mesele yapıp sonucu uyarınca işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile bu talep yönünden de görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.