Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/1066 E. 2014/5732 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1066
KARAR NO : 2014/5732
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

MAHKEMESİ : Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2011
NUMARASI : 2009/357-2011/334

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı kurum vekili ile davalılardan H.. O.. tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Aynı kamulaştırma kapsamı içinde kalan ve dava konusu taşınmazla aynı bölgeden gelen Dairemizce incelenen (örneğin Bandırma 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/157 Esas-2012/56 Karar, Dairenin 2012/8332 Esas- 10894 Karar sayılı dosyası) kamulaştırma bedelinin tespit ve tesciline ilişkin dava dosyasında yer alan aynı mahaldeki 3.. ada 3.. parsel için 08.09.2009 dava tarihi itibariyle metrekaresine 75 TL ve 375 ada 4.. parsel için yine 08.09.2009 dava tarihi itibariyle metrekaresine 115 TL değer biçilmiş, bu m² değerler yönünden herhangi bir bozma yapılmamıştır. Aynı emsalle karşılaştırma yapıldığı halde davaya konu taşınmazlar 37. ada 3.. parsel ve 3.. ada 4.. parsel olup sadece iki ay sonrasında 02.11.2009 olan dava tarihinde dava konusu taşınmazlardan 375/39 parsel için 60 TL, 375/40 parsel için ise 50 TL değer belirlendiği anlaşılmış olmakla, birbirine yakın bu taşınmazlar arasında fahiş farklılığın sebepleri araştırılarak söz konusu parseller için tespit edilen bedelden ayrılma nedenleri konusunda yeniden ek rapor alınmadan, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2-Kamulaştırılan taşınmazların tapu kayıtlarında Askeri Güvenlik Bölgesi içinde bulunduğuna ilişkin şerh mevcuttur. Bu durumunun taşınmazların değerinde düşüklüğe yol açması mutlak olduğundan, bu kayıp oranının belirlenmesi ve kamulaştırma bedelinin bu husus da dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Dava konusu taşınmazların haciz şerhlerinin bedele yansıtılmamış olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.