YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10441
KARAR NO : 2014/11664
KARAR TARİHİ : 30.06.2014
MAHKEMESİ : Afyonkarahisar Aile Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2012
NUMARASI : 2012/274-2012/1048
Dava dilekçesinde, küçük Ersin’in evlat edindirilmesinde ana babanın rızasının aranmaması kararı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Gülseren tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların evlilik dışı ilişkilerinden Ersin’in olduğunu, velayetin davalı Yüksel’de olduğunu, onun da çocuğu kuruma teslim ettiğini belirterek davalıların çocuğa gerekli özeni göstermemeleri nedeniyle Ersin’in evlat edindirilmesinde ana babasının rızasının aranmaması kararı verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca; evlat edinme küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Aynı Yasanın 311. maddesi gereğince; ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz. 312. maddesi uyarınca ise; küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.
Dosyadaki bilgi be belgelerden; davalıların evlilik dışı ilişkilerinden 30.11.2001 tarihinde Ersin’in olduğu, davalı Gülseren’in çocukla yeterince ilgilenmemesi üzerine davalı Yüksel’in Kütahya Aile Mahkemesi’nin 21.10.2004 tarih ve 2004/746 Esas 2004/1028 Karar sayılı kararı ile velayeti anneden aldığı, ancak 23.09.2004 tarihinde çocuğa bakamayacağını belirterek çocuğu kuruma teslim ettiği ve o tarihten buyana çocuğun kurumda kaldığı, davacı vekili tarafından davalıların çocuğa gerekli özeni göstermemeleri nedeniyle Ersin’in evlat edindirilmesinde ana babasının rızasının aranmaması kararı verilmesi istemiyle 05.03.2008 tarihinde dava açıldığı, çocuk hakkında evlat edindirme işlemlerinin başladığına dair bir belge ve bilginin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Öyleyse yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler dikkate alındığında koşulların oluşması durumunda küçüğün evlat edindirilmesinde ana babasının rızasının aranmaması kararının ya küçüğün kuruma (yurda) yerleştirilmesinden önce alınması veya evlat edindirme işlemi sırasında alınması gerekir. Somut olayda belirtilen bu iki durumda gerçekleşmediğinden koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan nedenler göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı Gülseren’in temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüne, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen Geçici 3. maddesindeki atıf nedeniyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.