YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10319
KARAR NO : 2014/12390
KARAR TARİHİ : 09.09.2014
MAHKEMESİ : Tufanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2012/248-2014/63
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Aynı kamulaştırma kapsamı içinde kalan ve dava konusu taşınmazla aynı bölgeden gelen ve değerlendirme tarihi itibariyle Dairemizce incelenen (Tufanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/274 E-2013/537 K, Dairenin 2014/834E-10835 K sayılı dosyası) kamulaştırma bedelinin tespit ve tesciline ilişkin dava dosyasında, münavebe ürünleri olan buğday ve nohutun dekara verimleri sırasıyla 325 kg ve 120 kg alındığı ayrıca objektif artış oranının %15 uygulandığı halde, temyize konu dosyada münavebe ürünlerinin dekara verimleri sırasıyla 300 kg ve 100 kg objektif artış oranının da %5 alınmak suretiyle aynı kamulaştırma kapsamında dairemizden incelenmek suretiyle geçen dosyalardan ayrılma nedenleri de belirtilmeksizin farklı değerin belirlenmiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her Ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken, fark bedele bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle ödenmesine karar verildiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.