Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/102 E. 2014/1749 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/102
KARAR NO : 2014/1749
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2012
NUMARASI : 2011/29-2012/889

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava konusu taşınmazın belediye yerleşik alan sınırları içerisinde kalması, belediye alt yapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, aydınlatma vs.) yararlanması nedeniyle arsa niteliğinde kabul edilerek bedeli hesaplanmıştır.
1-Dosya içerisinde bulunan Okurcalar Belediye Başkanlığı’nın 08.03.2011 tarih ve 314 sayılı yazısı ile dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde bulunmadığı, belediye sınırları içerisinde bulunduğu ve altyapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, aydınlatma vs.) yararlandığı, nazım imar planı dışında olduğu, kadastro parseli olduğu, sit alanı içerisinde kalmadığı ve imar uygulaması yapılmadığının bildirildiği, Dairemizin geri çevirme kararı üzerine dosya içerisine getirtilen Okurcalar Belediye Başkanlığının 03.12.2013 tarih ve 1293 sayılı yazısında ise dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde kalmadığı, belediye ve yol, su, çöp toplama gibi hizmetlerden yararlandığı, etrafının meskûn olmadığı, yerleşim yerine 1 km uzaklıkta olduğu, belediye sınırları içerisinde ve beldenin gelişme yönünde bulunduğu, Alara karayolu kenarında olduğu belirtilmiştir.
Bakanlar Kurulunun Yargıtay’ca da kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskûn olduğu için veya meskûn hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd.) yararlanan ve meskûn yerler arasında yer alması gerekir. Dava konusu taşınmazın, Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesi (b) bendinde de belirtildiği gibi fiilen meskûn alanda kalmadığı ve imar planı içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından “arsa” niteliğinde kabulüne olanak yoktur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi gerekirken arsa niteliğine göre değerlendirme yapılarak buna göre bedel belirlenmiş olması,
2-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında davacılar lehine maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi ve maktu harç yerine nisbi harç alınmasına hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın arazi niteliğine göre Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin üçüncü fıkrasının özellikle arazilere ilişkin (f) bendi gereğince taşınmaz malın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde, ekilecek ürünler ve bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak harcamalar gözönünde tutularak, net gelirin hesaplanması ve bilimsel yolla değerinin bulunması, bedel tespitinde etkisi olan diğer tüm unsurlar da dikkate alınarak 4. fıkra uyarınca her bir unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirtilip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırmasız el atma karşılığının belirlenmesi gerekir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.