YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10158
KARAR NO : 2014/10813
KARAR TARİHİ : 17.06.2014
MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2010/304-2013/153
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak ecrimisil ve taşınma bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz ve üzerindeki yapıların bedeli ile ecrimisil talep edilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dava konusu taşınmazın taş ocağı niteliğiyle tapuya kayıtlı olduğu, üzerinde kireç ocağı işletmesi ve işçiler için muhtelif nitelikte yapıların bulunduğu, davacının işletme ruhsatının Konya Valiliği tarafından iptal edildiği daha sonra da davalı idare tarafından su havzası koruma alanında kalması nedeniyle tel örgü çekilmek suretiyle bölgeye girişlerin engellendiği ve kamulaştırmasız el atıldığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Kamulaştırma Yasasının 11.maddesi hükmüne göre, Kamulaştırılan taşınmazın değerlendirme tarihindeki vasfının (arsa veya arazi) belirlenmesi, arsa vasfında ise değerlendirme tarihinden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değeri, taşınmaz arazi vasfında ise değerlendirme tarihindeki mevki ve şartlara göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınmak suretiyle değerinin belirlenmesi gerekir. Geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen belediye başkanlığı yazılarına göre, dava konusu taşınmazın belediye sınırları içinde, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı sınırları dışında, 1/25000 ölçekli nazım imar planı düzeninde ağaçlandırılacak alanda kaldığı anlaşılmıştır.
Bakanlar kurulunun Yargıtay’ca da kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskûn olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd.) yararlanan ve meskûn yerler arasında yer alması gerekir. Dava konusu taşınmaz, belediye hizmetlerinden faydalanmadığı gibi fiilen de meskûn halde bulunmadığından belirlenen özellikleri nedeniyle “arsa” niteliğinde kabulüne olanak yoktur. Bu nedenlerle taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi gerekirken arsa niteliğine göre değerlendirme yapılarak bedel belirlenmiş olması,
2-Davalı idarece el atılmadan önce taşınmaz üzerinde yer alan ticari nitelikteki kireç ocağı işletmesinin ruhsatı Konya Valiliği tarafından iptal edildiği, yani el atma tarihi itibariyle taşınmazda gelir getiren bir ticari işletme bulunmadığı, kireç ocağı faaliyetinin durdurulmasının Konya Valiliğinin idari işleminden kaynaklandığı dikkate alınarak bundan mahrum kalınan gelirin davalıdan istenemeyeceği ancak taşınmazın arazi niteliğinde kullanılamamasından kaynaklanan ecrimisil talep edilebileceği dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-11.06.2013 günü yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarıyla getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında harç ve vekalet ücretinin maktu olarak takdir edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.