Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/10112 E. 2014/12718 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10112
KARAR NO : 2014/12718
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2013
NUMARASI : 2011/82-2013/140

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırılan taşınmazın havaalanı bölgesinde ve havaalanı mania planında kalması nedeniyle tapu kaydında bu yönde herhangi bir kısıtlama bulunmadığı da gözetilmeksizin %10 değer düşüklüğü kabul eden bilirkişi kurulu raporu esas alınarak karar verilmesi,
2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan yabancılara satılamaz şerhi ile birlikte davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Davada kendisine vekille temsil ettiren davacı yararına karar tarihindeki AAÜT göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ,
4-Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca yapı birim fiyatlarının yılın tamamında geçerli olmak üzere saptandığı ve davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan bodrum katı olan iki katlı betonarme mesken nitelikli yapının III-A sınıfı yapı grubuna dahil olduğu ve buna göre değerlendirme yapılması gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yerinde olmayan gerekçe ile IV-B yapı sınıfı kabul edilerek değerlendirme yapılmış olması ,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
5-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.