Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/10010 E. 2014/11571 K. 26.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10010
KARAR NO : 2014/11571
KARAR TARİHİ : 26.06.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2011/13-2013/284

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Melikgazi Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunda “A” harfi ile gösterilen 69.02 m² ve “B” harfi ile gösterilen 31.33 m²’lik kısımlara davalı Melikgazi Belediye Başkanlığınca el atıldığı ve mahkemece bu kısımların bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Bilirkişi kurulu raporunda emsal olarak incelenen . sayılı parselin Dairenin geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen belediye başkanlığı yazı cevabına göre 3194 sayılı İmar Kanununun 15 ve 16. maddeleri gereğince ifraz, tevhid ve yola terk işlemleri yapılarak oluşmuş imar parseli, dava konusu taşınmazın ise dava tarihi itibarıyla kadastro parseli olduğu anlaşıldığından; dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan kamulaştırma bedelinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiği düşünülmeden, kamulaştırma bedelini yüksek tespit eden rapora göre karar verilmesi,
2-Dava konusu taşınmazın, fen bilirkişisinin krokili raporunda imar yolu ve imar parkı olarak gösterilen kısımlarına fiili el atma bulunmayıp idare tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 7. ve 8. maddeleri uyarınca düzenlenen 1/1000 ölçekli imar uygulama planına göre kamu hizmetine tahsis edilmesi nedeniyle kullanım hakkının kısıtlanmasının söz konusu olduğu ve bu kısımların bedeline bu sebeple hükmedildiği belirtilmiş ise de, bu bölümler imar planında park alanı ve yol olarak ayrılmış olup, davalı belediyenin fiilen el attığı kısım itibarıyla proje bütünlüğünden de söz edilemez. İmar düzenlemesi nedeniyle davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın (hukuki elatmanın) dava konusu taşınmazın genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın Uyuşmazlık Mahkemesi kararı ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasında “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü uyarınca idari yargıda dava açılması gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca bu kısımlara yönelik davanın tefriki ile usulden reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında davacılar lehine maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi ve maktu harç yerine nisbi harç alınmasına hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.