Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/9898 E. 2013/11661 K. 17.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9898
KARAR NO : 2013/11661
KARAR TARİHİ : 17.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da alınan rapor hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında bu yönde herhangi bir tespit yapılmamış, bilirkişi kurulu raporunda sulu tarım yapılabildiğinin belirtilmesiyle yetinilmiş, sulu tarım arazilerindeki ürünler münavebeye alınarak buna göre değer biçilmiştir. Sulama kaynağının ne olduğu açıkça gösterilmeden (taşınmazın üzerindeki bir su kaynağından veya yakınındaki bir dereden sulanıp sulanmadığı), sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yeraltı suyundan yararlanılıp yararlanılmadığı, yararlanılıyor ise hangi sistemle yararlanıldığı hususlarında ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden, pompajla sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
2-Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, bir yılda çift ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği de gözönünde bulundurularak, genellikle iki yılda üç ürün esası uygulanmak suretiyle değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu yön dikkate alınmadan hükme esas alınan raporda bir yılda (%75 pamuk ile %25 buğay ve %75 fiğ ile %25 mısır) çift ürün münavebesi üzerinden değerlendirme yapılması,
3-Kabule göre, 2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11.maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmaz malın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenleyeceği raporda, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Geri çevirme kararı üzerine dosyaya gönderilen gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilen verilere göre; pamuk verimi 500 kg; satış fiyatı1,40 TL, buğdayda üretim gideri (tarla kirası düşüldükten sonra) 90 TL olarak bildirildiği halde sırasıyla 550 kg; 2 TL ve 61,01 TL alınmak suretiyle daha fazla kamulaştırma bedelinin tespit edilmiş olması,
4-Tapu kaydına göre dava konusu 1065 parsel sayılı taşınmazın üzerinde Etibank Genel Müdürlüğü lehine daimi irtifak hakkı şerhi mevcut olup, halen devam ediyorsa bu irtifakın dava konusu taşınmazda meydana getireceği kaçınılmaz değer kaybının dikkate alınmaması,
5-Dava konusu taşınmazlardan 845 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında mevcut olan ipotek şerhinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmaması,
Doğru görülmemiştir.
Mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, gerekirse yerinde yeniden keşif yapılıp hakimin gözlemi de tutanağa geçirilmek suretiyle taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi niteliği açıkça ve denetime olanak verecek biçimde araştırılıp saptanmalı, sulu olduğu tespit edilirse bozmanın 2. bendine uygun olarak yeni münavebe planı alınarak, susuz olduğunun belirlenmesi halinde ise bilirkişi kurulundan kuru tarım arazilerinde münavebeye alınacak ürünlere ilişkin ortalama verilere göre değerlendirme yapıp kapitalizasyon faizini %6 oranında almak suretiyle bozmanın diğer bentleri de dikkate alınarak değer belirleyen ek rapor alınmalı ve bozma ilamı doğrultusunda kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.