Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/8649 E. 2013/12427 K. 30.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8649
KARAR NO : 2013/12427
KARAR TARİHİ : 30.09.2013

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedeli ile ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın taşınmaz bedeli yönünden G.. B.. aleyhinde, ecrimisil bedeli yönünden B.. B.. aleyhinde kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idereler vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1)Dosyadaki bilgi ve belgeler ile fen bilirkişinin krokili raporundan, dava konusu taşınmazın A harfiyle gösterilen kısmı dışında fiili el atma bulunmayıp, idare tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 7. ve 8. maddeleri uyarınca düzenlenen 1/1000 ölçekli imar uygulama planına göre kamu hizmetine tahsis edilmesi nedeniyle kullanım hakkının kısıtlanmasının söz konusu olduğu anlaşıldığından, davacının mülkiyet hakkına getirilen bu kısıtlamanın dava konusu taşınmazın genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın, 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararları da dikkate alınarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca bu kısımlara yönelik davanın usulden reddi yerine kabulüne karar verilmesi,
2)Dava konusu taşınmazın yalnızca A harfiyle gösterilen 804,66 m²’lik kısmına asfaltlanmak suretiyle yol yapılarak fiilen el atıldığının anlaşılması karşısında, söz konusu fiili el atmayı gerçekleştiren idarenin tespit edilerek yalnızca el atılan kısım yönünden davanın ilgili idareye yöneltilmesi gerekirken, tazminat istemine ilişkin davanın davalı G.. B.. yönünden kabulüne karar verilmesi,
3)Dava konusu taşınmaza ne zaman el atıldığının (gün-ay-yıl olarak) taraflardan sorularak tespiti ile el atma tarihi tespit edildikten sonra, bu tarih itibariyle dava konusu taşınmazın imar planı içinde olup olmadığının, imar planı içinde ise ilk olarak imara alınış tarihi, ölçeği ve türü (nazım-uygulama), belediye ve diğer altyapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma gibi) yararlanma durumunun, etrafının meskûn bulunup bulunmadığının, nazım imar planı içinde ise bu plandaki konumu, hangi amaçla plan kapsamına alındığı, yerleşim merkezine uzaklığı, belediye sınırları içinde bulunup bulunmadığının, beldenin gelişme yönünde olup olmadığının ilgili belediye başkanlığından sorulup ve taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kaydı getirtilip, gerektiğinden tanık beyanlarına başvurulup tüm deliller değerlendirilerek dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki vasfı belirlendikten sonra değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
4)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
5)Kabule göre de;
a)Taşınmazın değeri tespit edilirken incelenen emsalin imar parseli olmasına karşın dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Kanununun 18. maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerekir. Bu itibarla dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle, hükme esas alınan bilirkişi raporunda incelenen emsalin ise satış tarihi itibariyle imar parseli olup olmadığı ilgili tapu müdürlüğü ve belediyeden sorulup araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
b)Yine incelenen emsalin değerlendirmeye esas alınan satışına ilişkin alıcısı, satıcısı ve satış bedelini gösteren tapu kaydı ve resmi satış akit tablosunun onaylı örneğinin ve tapu kayıt örneklerinin tapu müdürlüğünden getirtilip emsalin dava konusu taşınmaza uygunluğu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
c)Ecrimisile hükmedilebilmesi için taşınmazın bulunduğu mevkideki diğer arsaların kiraya verilip verilmedikleri, veriliyor iseler nasıl ve ne şekilde kiraya verildiklerinin taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi, varsa emsal kira sözleşmeleri ibraz ettirilerek, buna göre düzenlenecek bilirkişi raporu sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, soyut ifadelerle ecrimisil bedeli tespit eden rapora göre eksik inceleme ile hüküm kurulması,
6-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 10. fıkralarında “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir” ve “Bu fıkra hükmü, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” hükmü getirildiğinden davacı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılardan belediye başkanlığına iadesine, 30.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.