YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20720
KARAR NO : 2014/1710
KARAR TARİHİ : 10.02.2014
MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2012
NUMARASI : 2010/558-2012/532
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Dairenin bozma kararında kamulaştırılan taşınmazda kamulaştırma alanı dışında bulunan yapılara değer belirleyen bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilmiş ise de, bozma kararı sonrasında alınan 24.01.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda tavuk çiftliğine bitişik konumda bulunan iki katlı binanın 14,50 m²’nin kamulaştırma sahası içinde kaldığının belirtildiği, 28.05.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda ise, iki katlı evin 1 m²’sinin kamulaştırma sahasına girdiği belirtildiğine göre öncelikle fen bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilip söz konusu iki katlı yapının kamulaştırma sınırı içinde kalıp kalmadığı hususu araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması,
2-Dairenin bozma kararından önce hükme esas alınan 18.03.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporunda 135,00 TL ağaç bedeli belirlenmiş ve Dairenin 18.01.2010 gün, 2009/10945 Esas-2010/108 Karar sayılı bozma ilamında bu hususta herhangi bir bozma nedeni belirtilmemiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre bozma gerekleri yerine getirilmeli, bu bağlamda bozma kapsamı dışına çıkılmamalı ve bozmaya konu edilmeyerek davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle bozma öncesi belirlenen rapordaki zemin bedeliyle yetinilerek 135 TL ağaç bedeline hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, (bozma kararı ile hükmedilen kamulaştırma bedelinin düştüğü de dikkate alındığında) ilk karar tarihi olan 19.06.2009 tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.