YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20465
KARAR NO : 2014/1799
KARAR TARİHİ : 10.02.2014
MAHKEMESİ : Suluova Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2013/16-2013/89
Dava dilekçesinde, evlat edinmede ana, babanın rızasının aranmaması kararı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Arzu’nun evlilik dışı ilişkisinden doğan çocuğu küçük Yiğit’e bakmadığını, çocuğun babasının da bilinmediğini ileri sürerek Yiğit’in evlat edinilmesinde ana ve babasının rızasının aranmamasına karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 309. maddesinde, evlat edinmede küçüğün ana ve babasının rızasının gerektiği; 311. maddesinde, ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızasının aranmayacağı; 312. maddesinde ise küçük gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesinin bu rızanın aranıp aranmamasına karar vereceği hükme bağlanmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı Arzu’nun evlilik dışı ilişkisi sonucu doğan ve evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılması istenen küçük Yiğit’in babasının kimliğinin belirlenemediği, çocuk hakkında 09.12.2009 tarihinde koruma kararı alınıp 10.12.2009 tarihinde kuruma verildiği, kurumca da 14.12.2009 tarihinde koruyucu aile olarak Rabia-F. A.. çiftine teslim edildiği, bu aile tarafından 28.12.2010 tarihinde Çankırı 2. Asliye Hukuk Mahkemesine 2010/642 esas sayılı evlat edinme davası açıldığı, mahkemece de 16.07.2012 tarihinde
“davanın kabulü ile Yiğit’in, A… çifti tarafından evlat edinilmesine” karar verildiği, bu kararın 05.10.2012 tarihinde kesinleştiği, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Yiğit’in evlat edindirilmesinde ana ve babasının rızasının aranmaması istemi ile 13.01.2010 tarihinde eldeki davanın açıldığı, mahkemece 26.03.2013 tarihinde davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen evlat edinmede küçüğün ana ve babasının rızasının aranmaması istemine ilişkin olup yukarıda gösterilen yasal düzenleme ve açıklamalar dikkate alındığında, küçük Yiğit’in A.. çifti tarafından evlat edinilmesi kararı kesinleşmiş olmakla eldeki dava konusuz kaldığından mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüne, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen Geçici 3. maddesindeki atıf nedeniyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.