Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/20105 E. 2014/4103 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20105
KARAR NO : 2014/4103
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : Gediz Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/07/2013
NUMARASI : 2012/470-2013/488

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Hükme esas bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde; aynı bölgedeki dört farklı emsalin değerlendirmeye alındığı ancak taşınmazların satış değerleri gerçek değerleri yansıtmadığından, bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazın değerinin re’sen belirlendiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre; Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11.maddesinin 1. fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin tespiti gerekmektedir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri tespit edilmelidir.
İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Kanunu’nun 18. maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır. Bundan ayrı Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında göz önünde tutulması ve buna göre dava konusu taşınmaz ile emsalin dava tarihi itibariyle belediyece emlak vergisine esas olmak üzere belirlenen asgari m² değerleri ilgili belediyeden getirtilerek karşılaştırılmalı, değerlendirmeye esas alınan oranlarla fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişki de giderilmelidir.
Mahkemece uygun emsale ve yukarıdaki açıklamalara göre değerlendirme yapılmadan bilimsel verilere dayanmadan belirlenen bedeli esas alan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2-Dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken davacı adına tesciline karar verilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.