Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/19873 E. 2014/888 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19873
KARAR NO : 2014/888
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, …’ın … olan anne adının “Kibar” olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın görevsizlik sebebi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 1990 yılında resmi nikah olmadan … ile birliktelik yaşadığın ve bu ilişkiden … adında bir çocuğunun dünyaya geldiğini, …’ın ….’in sonradan evlendiği …’den olmuş gibi , annesi “…” olarak …’in nüfusuna kaydedildiğini ileri sürerek, … ile ortak çocuğu olan …’ün nüfus kaydında “…” olan anne adının iptali ile yerine ”Kibar” olarak nüfusa kaydını istemiş; mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın soybağının düzeltilmesi ile ilgili olduğu ve bu davaların aile mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davada…’ün babasının … olduğu konusunda herhangi bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde salt anne kaydının düzeltilmesi istenilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. maddesi uyarınca olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağı ya da nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığı meselesidir. Bilindiği üzere nesep, birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu’nun 282. maddesi uyarınca ”Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur.” Ayrıca kısaca af kanunları olarak nitelendirilen “Bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine” ilişkin kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Çocuk ile ana arasında soybağı, doğumla kendiliğinden kurulur. Çocuk ile annesi arasındaki soybağının tesisi için, hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir.
Öte yandan Türk Medeni Kanunu’nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35/1. maddesi uyarınca ”Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar…nce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.”
Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır…, Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s:243). “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Şu durumda; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık da dinlenebilecektir (Özsunay, age. S:244; Bilge Öztan, Şahsın Hukuku Hakiki Şahıslar, Ankara 1997, s:210). …Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden söz edilmesi gereklidir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından)
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davaya konu çocuk davalı … yönünden dava, gerçeğe aykırı beyanla oluşan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Anne olduğu iddia edilen Kibar yönünden ise; Türk Medeni Kanununun 282. maddesi uyarınca çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kendiliğinden kurulu başka bir ifade ile; çocuğu doğuran kadın, annesidir. Dolayısıyla anne yönünden açılacak dava soybağı değil, doğuran kadının tespitine ilişkin olacaktır. Bu yönleri itibariyle istemler nüfus kayıt düzeltme davasıdır. Açıklanan nedenlerle davada görevli mahkeme 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesi olmayıp 5490 sayılı Yasanın 36.maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.
Bu açıklamalar dikkate alınarak somut olayda anne yönünden yanlış tesis edilen nüfus kaydının düzeltilmesi istendiğine göre, işin esasına girilip 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36.maddesi uyarınca nüfus temsilcisinin de huzuru ile yargılamaya devam edilip, davanın kabulü halinde hakları etkilenecek muhtemel mirasçılarının davaya katılımı sağlanması, delillerin toplanması, DNA incelemesi de yapıldıktan sonra oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.