YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19803
KARAR NO : 2014/6241
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2012/19-2013/587
Dava dilekçesinde, babalığın tespiti, nafaka ve mali haklar istenilmiştir. Mahkemece davanın tanıma nedeniyle babalık hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer talepler hakkında ise kısmen kabul kararı verilmiş, hüküm davacı vekili ile katılımlı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Davalının temyizi yönünden;
Davalı vekili, davacının temyiz dilekçesinin 30.10.2013 tarihinde tebliği üzerine mahkeme kararını katılımlı olarak HUMK 433/2.maddesinde öngörülen 10 günlük süreden sonra 13.11.2013 tarihinde temyiz etmiştir. Temyiz süresi geçmiş bulunduğundan 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine,
2-Davacının temyizi yönünden;
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde, babalığın tespiti, çocuk için nafaka ve Türk Medeni Kanunu’nun 304. maddesi uyarınca mali hak isteminde bulunmuştur.
a-Türk Medeni Kanunu’nun 333. maddesinde “Babalık davası ile birlikte nafaka istenir ve hakim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir.” hükmü, 327/1.maddesinde “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre dava tarihinden itibaren nafakaya hükmedilmesi gerekirken tanıma tarihinden itibaren nafaka ödenmesine karar verilmesi,
b-Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti anaya ait ise de babanın da çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması zorunludur. Mahkemece ana ve babanın sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, küçüğün ihtiyaçları Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Davalının aile şirketi şeklinde birden fazla kuaför salonu işlettiği, otomobillerinin ve taşınmazlarının olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının geliri, sahip olduğu mal varlığının değeri araştırılıp temyiz eden davacı yönünden usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek açıklanan esaslar doğrultusunda uygun miktarda iştirak nafakasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
c-Davacı, Türk Medeni Kanununun 304. maddesinde düzenlenen mali hak talebinde bulunmuştur. Bu giderler yasada tek tek sayılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının kredi kartı harcama ortalaması esas alınmış ve belgeli hastane giderleri ile bilirkişi raporunda belirlenen miktara hükmedilmiştir. Mahkemece temyiz eden davacı yönünden usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilerek yasada belirtilen giderler hakkında; sunulacak belgeler ile belgelendirilemeyen ancak mutad olan diğer giderler hakkında ehil bilirkişi raporu alınmak suretiyle karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporunun esas alınması doğru olmadığı gibi, babalık davasının eki niteliğinde olan bu talebin, harca tabi olmadığı, ret veya kabulünün vekalet ücretini gerektirmeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.