YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19342
KARAR NO : 2014/2605
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
MAHKEMESİ : Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/02/2013
NUMARASI : 2011/376-2013/41
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Mahkemece iki rapor ortalaması alınarak taşınmaz bedeli tespit edilmişse de hükme esas alınan bilirkişi raporları geçersizdir.
Şöyle ki;
Birinci bilirkişi raporunda 1217 parsel sayılı taşınmaz somut emsal olarak değerlendirilmiştir. Emsal taşınmazın tapu kaydına göre 144 m² yüzölçümünde olduğu, bilirkişi raporunda belirtildiğine göre de üzerinde 54 m² alanlı yapı bulunduğu anlaşılmaktadır. Raporda hesaplama yapılırken; yapının 2/A sınıfında olduğu ve satış tarihi birim m² fiyatının 201,00 TL alındığı, %70 yıpranma payı düşüldükten sonra yapı m² birim fiyatının 60,30 TL olduğu, emsalin satış fiyatı taşınmazın yüzölçüm miktarına bölündüğünde arsa birim fiyatının 625,00 TL olduğu, arsa birim fiyatından yapı birim fiyatı çıkartılarak (625,00 TL – 60,30 TL) 564,70 TL arsa birim m² değer üzerinden endeksleme ve kıyaslama yapılarak taşınmaz bedelinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Emsal olarak incelenen taşınmazın satış tarihi itibariyle arsa birim m² fiyatı bulunurken satış tarihi itibariyle üzerinde mevcut yapının değeri resmi birim fiyatlarına göre tespit edilip satış bedelinden düşüldükten sonra kalanın yüzölçüm alanına bölünmek suretiyle değerlendirme yapılması gerekirken yukarıda açıklanan şekilde yanlış hesaplama yapılmak suretiyle bedel tespiti geçersizdir.
İkinci bilirkişi raporunda ise 2632 parsel sayılı taşınmaz somut emsal olarak değerlendirilmiştir. Raporda emsal ile taşınmaz karşılaştırması yapıldıktan sonra bulunan bedele emsalin imar parseli olduğu ve %40 oranında düzenleme ortaklık payı düşüldüğü belirtilerek taşınmazın kadastro parseli olması nedeniyle %40 ilave yapılarak taşınmaz bedeli hesaplanmıştır. Bu uygulamanın tam aksine emsal taşınmazın imar, dava konusu taşınmazın ise kadastro parseli olması durumunda, emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerekirken yukarıda belirtilen şekilde bedel tespit edilmesi geçersizdir.
Mahkemece bilirkişi raporlarının geçersiz olduğu dikkate alınarak yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılıp usule uygun şekilde alınacak rapora göre karar verilmesi gerekirken geçersiz bilirkişi raporlarının ortalaması alınmak suretiyle hüküm kurulması,
2-Kamulaştırmasız el atma davalarında taşınmaz bedeli dava tarihi itibariyle belirlendiğinden tespit edilen bedele dava tarihi itibariyle yasal faiz uygulanması gerekirken ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
3-Ayrıca karar tarihinden sonra 11.06.2013 günü yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarıyla getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında bu yasal değişiklikler nedeniyle maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı tarafa iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.