Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/19326 E. 2014/284 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19326
KARAR NO : 2014/284
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle bağ olduğu belirlendiğine göre, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerlendirme yapılırken ekonomik olarak değer ifade eden ilk ürününün (yaş üzümün) verim, üretim gideri ve ortalama satış fiyatlarının gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek bu ürün üzerinden bildirilen veriler esas alınarak değer belirlemek gerekirken, işleme tabi tutulduktan sonra elde edilen kuru üzüm üretimine göre değerlendirme yapılmış olması,
2-Dava konusu taşınmazın tamamı 40000 m² olup, 1364,03 m²’si kamulaştırılmış, geriye 1563,02 m² ve 37072,95 m²’lik iki parça kalmıştır. Kamulaştırmadan arta kalan 1563,02 m²’lik kısmın geometrik şekli, yüzölçümü, tarımsal bütünlüğü dikkate alındığında % 20 oranında değer kaybına neden olacağı dikkate alınmadan değer kaybı olmadığını belirten bilirkişi kurulu raporuna göre karar verilmesi,
3-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalı ….. hissesi üzerinde bulunan ipotek şerhinin kamulaştırma bedeline yansıtılmamış olması,
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Yasa koyucunun da bu hak ihlalini dikkate alarak 6459 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenlemenin getirildiği dikkate alınarak (her ne kadar getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de), 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemiş olması,
5-Davanın mahiyeti gereği davada kendisini vekille temsil ettiren davacı idare lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.