YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18375
KARAR NO : 2014/4364
KARAR TARİHİ : 11.03.2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalılar vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalılar vekili Av…. geldi. Davacı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek,
hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken faiz talebinin reddine karar verilmiş olması,
2-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tesciline ilişkin davaların bu niteliğine göre vekille temsil edilen davacı idare yararına ve tespit edilen bedel dikkate alınarak AAÜT’nin 12. maddesindeki “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” (2)Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.” şeklindeki düzenleme uyarınca avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması,
Doğru değil ise de, bu yanılgıların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde yer alan “Davalı tarafın faiz talebinin reddine” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “Tespit edilen 3.533,41 TL kamulaştırma bedelinden acele el koyma dosyasında ödenen 845,83 TL mahsup edildikten sonra bakiye kalan 2.687,58 TL’ye dava tarihi olan 12.12.2012 tarihi itibariyle 4 aylık sürenin dolduğu 12.04.2013 tarihini takip eden 13.04.2013 gününden itibaren karar tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına” ibaresinin yazılması ve 6 nolu bendinde yer alan “Hükmolunan kamulaştırma bedeli, işin önemi ve niteliği ile hükmolunan şeyin tahammülü dikkate alınarak, davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesine takdiren yer olmadığına,” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 12/2. maddesi uyarınca 440 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 11.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.