Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/18117 E. 2014/1353 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18117
KARAR NO : 2014/1353
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2009/704-2013/406

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davacı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davacı vekili Av.İ. A..geldi. Davalı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1-Kamulaştırma Yasası’nın 10. maddesi ile bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin (g) bendine göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde, kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değerleri esas alınarak kamulaştırma bedeli tespit edilmelidir.
Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın olması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte, dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması gereklidir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle imar uygulaması gördüğü ve imar parseli olduğu anlaşılmaktaysa da hükme esas bilirkişi raporunda somut emsal alınan 10945 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 28.10.2008 satış tarihi itibariyle imar parseli mi kadastro parseli mi olduğuna dair dosyada belge ve bilgi bulunmamaktadır.
Bu itibarla öncelikle somut emsalin değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parseli olup olmadığının belediye imar ve tapu müdürlüklerinden araştırılmamış olması, somut emsalin kadastro parseli olması durumunda ise yukarıda açıklanan nitelikler ve özellikle imar durumları itibariyle dava konusu taşınmaza uygun emsal olmayacağı hususunun düşünülmemiş olması,
2-Bilirkişi kurulunca somut emsal olarak incelenen … Mahallesi … ada 2 parselin değerlendirmeye esas alınan satışına dair alıcısı, satıcısı ve satış bedelini gösterir akit tablosu ile tapu kaydı tapu müdürlüğünden getirtilerek denetime olanak sağlanmadan karar verilmesi,
3-2942 sayılı Yasa’nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmazın ve emsalin belediye ve bulundukları cadde ve sokaklara göre dava tarihi itibarıyla belirlenen emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
4-Dava konusu taşınmazın 1/5000 ölçekli nazım imar planında belediye hizmet alanı (çok amaçlı sosyal ve kültürel aktivite alanı) olarak gözüktüğü, A.. B..nin 09.01.2008 tarihli encümen kararıyla fuar alanı içerisinde sergi alanları ve idari tesis birimleri, otopark ve imar yolu olarak görülen bir kısım parsellerle birlikte dava konusu taşınmazın da kamulaştırılmasına karar verildiği ve bu kamulaştırma kapsamında dava konusu taşınmazın paydaşlardan birinin payının da anlaşma suretiyle Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiği, bu kapsamda proje bütünlüğü de gözönüne alındığında dava konusu taşınmazın tamamındaki davacının payının bedeline ve davacı payının tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline karar vermek gerekirken, tel çitle çevrili 594 m² yerdeki davacının payının bedeline ve bu kısımdaki payının iptali ile tescile karar verilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 04.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.