YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17928
KARAR NO : 2014/6324
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/04/2013
NUMARASI : 2011/354-2013/174
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin paydaş olduğu dava konusu taşınmazın 1987 yılında imar planına alındığı ve izban hattı üzerinde kaldığı, kamulaştırmasının yapılmadığı bu nedenle mülkiyet hakkının kısıtlandığı ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 8.000 TL’nin faiziyle davalıdan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 60.248 TL’ye çıkarmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde Karşıyaka Belediyesinin İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün mahkemeye gönderdiği 26.08.2011 tarihli yazısında dava konusu taşınmazın tamamının yolda kaldığının bildirildiği, yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda ve krokide taşınmazın izban hattına paralel yolda 1671. Sokak ile 6305. Sokak köşesinde kaldığı, taşınmaz üzerinde bina bulunduğu belirtilmiş, mahkemece bilirkişi kurulu raporuna göre taşınmazdan İzmir Aliağa-Menderes Banliyö hattı (izban hattı) geçirilmek suretiyle kamulaştırmazsız el atıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uygulama ve öğretide kamu idarelerinin; hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin idari işlem; görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmakta olup somut olayda idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığından 3194 sayılı İmar Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca tek yanlı idari işlemle düzenlenen imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumunun da idari eylem olarak kabulü gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durum Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve 09.04.2012 gün 2011/238 E.–2012/63K. ve 2012/41E- 2012/77 K. sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.
Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddi gerekir.
Somut olayda ise bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın izban hattına paralel imar yolunda kaldığının belirtilmesine karşın taşınmaza davalı idarenin fiili bir el atmasının olduğu yönünde bir açıklama yapılmadığı mahkemenin gerekçesinde ise, taşınmazdan izban hattının geçirilerek el atıldığının kabul edildiği, sonuçta taşınmaza fiili bir el atma olup olmadığı tam olarak netliğe kavuşmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda öncelikle dava konusu taşınmaza fiili el atmanın olup olmadığı, fiili el atmanın ne şekilde yapıldığı hususunun açıklanması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre dava konusu taşınmaza fiili el atmanın olmadığı, hukuki el atma olduğu sonucuna varılırsa yukarıdaki açıklamalar gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekirken eksik ve yetersiz inceleme sonucu yazılı olduğu gerekçeyle davanın kabulü doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.