YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17808
KARAR NO : 2014/5836
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
MAHKEMESİ : Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2013/31-2013/265
Dava dilekçesinde, davalı vakıfın sona erdiğinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
4721 sayılı Türk Medeni Yasası’nın 52. maddesinde; sona eren tüzel kişinin kişiliği, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği, 5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 27. maddesinde; sona eren yeni vakıfların borçlarının tasfiyesinden arta kalan mal ve hakların; vakıf senedinde yazılı hükümlere göre, senetlerinde özel bir hüküm bulunmayanlarda ise Genel Müdürlüğün (Vakıflar Genel Müdürlüğü) görüşü alınarak mahkeme kararıyla benzer amaçlı bir vakfa intikal edeceği, 27.09.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Vakıflar Yönetmeliğinin 19. maddesinde ise; amacının gerçekleşmesi imkânsız hale gelen ve değiştirilmesinde de olanak bulunmadığı takdirde, vakfın kendiliğinden sona ereceği, vakfın yönetim organı veya Genel Müdürlük vakfın amacının gerçekleşmesinin imkânsız hale geldiği kanısına varırsa dilekçe ile mahkemeye başvurarak durumun mahkeme siciline tescilini isteyeceği, mahkemenin, gereğine göre Genel Müdürlüğün veya vakfın yönetim organının yazılı düşüncesini alarak vakfın dağılması ve tasfiye kurulu oluşumu istemini karara bağlayıp dağılma kararını sicile tescil edeceği, sona eren vakfın kişiliğinin, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece somut olayda yapılacak iş; mevzuatın yukarıda belirtilen emredici düzenlemeleri dikkate alınarak vakfın sona ermesi (dağılması) halinde arta kalan mal ve hakların nereye devredileceğinin yöntemince tespit edilmesi ve uygulamada duraksamaya sebebiyet vermemek için bir tasfiye kurulunun belirlenmesinden sonra dava konusu vakıf senedinin ilgili maddeleri de gözetilerek tasfiyeye karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.