Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/17537 E. 2014/1632 K. 06.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17537
KARAR NO : 2014/1632
KARAR TARİHİ : 06.02.2014

MAHKEMESİ : Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2013
NUMARASI : 2012/548-2013/794

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde gereği yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Mahkeme kararı Dairemizce emsalin uygun olmadığı ve kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydında yer alan haciz şerhinin tespit edilen bedele yansıtılmaması nedenleriyle bozulmuş olup, taşınmazın vasfıyla ilgili herhangi bir bozma yapılmadığına göre, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda uygun emsal araştırması yapılarak emsallerin tapu kayıtları da getirtilip denetlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taşınmazı tarım arazisi olarak nitelendiren ve buna göre değer belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2-Tapu maliklerinin dosya içerisinde mevcut veraset ilamlarına göre davalılar taşınmazda 1/2 paya sahip göründükleri halde bedelin tamamı tespit edilerek bankaya yatırılmıştır. Davalıların taşınmazın tamamına malik olup olmadıklarının tam olarak tespiti ile buna ilişkin belgelerin dosyaya konulması gerektiği hususuna dikkat edilmemesi,
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken faize hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 06.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.