Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/16869 E. 2014/4051 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16869
KARAR NO : 2014/4051
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/07/2013
NUMARASI : 2012/506-2013/264

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, dava konusu 14.. parsel sayılı taşınmazın 2373.65 m² olduğu ve tamamının bedel tespitinin ve tescilinin istenildiği, hükme esas alının bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın 11.. parselin ifrazından geldiği ve geriye kalan 2349.77m² yüzölçümündeki 14.. numaralı parsel ve 14651.59 m² yüzölçümünde 14.. numaralı parsellerin değerinde azalma meydana geleceği belirtilerek değer kaybı verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmazın tamamının kamulaştırılmış olması ile ayrıca ifrazen geldiği parsellerin yüzölçümü, geometrik şekli ve tarımsal bütünlüğü dikkate alındığında herhangi bir değer kaybı olmayacağı düşünülmeden hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda değer kaybı verilerek bedel belirlenmiş olması,
2-Dava konusu taşınmazın 1447 parsel sayılı taşınmaz olmasına rağmen hükümde dava konusu taşınmazın parsel numarasının yanlış yazılmak suretiyle 14.. parsel olarak yazılmış olması,
3-Davada kendisini vekille temsil ettiren davacı ve davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca maktu vekalet ücreti verilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de hükmün bozulması gerekmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.