YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16289
KARAR NO : 2014/367
KARAR TARİHİ : 16.01.2014
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, soyadı değişikliği istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; soyadının değiştirilmesi istenilen …’un 15.05.2007 tarihinde annesi …’nın …ile evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, baba …’ın tanıması ile 22.01.2008’de … soyadı ile nüfusa kaydedildiğini, anne …’nın daha sonra …. ile evlendiğini ve …’un onlarla birlikte yaşadığından … soyadı ile tanındığını, okula başlamasından sonra soyadının aile soyadından farklı olmasından dolayı sorunlar yaşadığını, bu yüzden çocuğun psikolojisinin olumsuz etkilendiğini bildirerek …..’un … olan soyadının … olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacı … ile …’ın evlilik dışı ilişkisinden 15.05.2007 tarihinde soyadının değiştirilmesi istenen …’ın dünyaya geldiği,… tarafından tanınması üzerine baba hanesine onun soyadı ile tescil edildiği anlaşılmaktadır.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 28. maddesi 4. fıkrasına göre, “tanınan çocuklar babalarının hanesine baba adı ve soyadı ile….” tescil edilir. Soyadının değiştirilmesi istenilen … da tanıma yoluyla baba hanesine tescil edilmiş ve baba soyadını almıştır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmek 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 28. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı, anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması onun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliği ve istikrarı zedeleyeceğinden asıl bu gibi uygulamalar çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travmalar yaratacaktır. Yargı mercileri; bu durumu gözeterek anne ile babanın ya da ailelerin, çocuk üzerinden inatlaşarak onun yararlarını hiçe sayıp hukuken oluşmuş statüleri gerçek dışı ve yapay sebeplerle değiştirmeye çalışmalarına izin vermemeleri, söz konusu istemlerine alet olmamaları gerekir.
Somut olaya gelince; soyadının değiştirilmesi istenen … evlilik dışı doğmuş, babası …. tarafından tanınması üzerine babanın soyadını almıştır. Böylece bu çocuk reşit oluncaya kadar veya baba Türk Medeni Kanununun 27.maddesindeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirmedikçe soyadı değiştirme konusu yasal olarak kapanmıştır. Bu çocuğun velayetinin annede olması sadece velayet hakkı nedeniyle anneye böyle bir dava açma hakkı bahşetmez. Babasının çocukla kişisel ilişki tesis etme hakkı bulunması ve bu nedenle anne ve babanın ister istemez karşılaşması dikkate alındığında davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığı gibi soyadı değişikliğinin çocuğun tanıma yoluyla kazandığı meşru statüye ve onun menfaatlerine zarar vereceği gerçeği karşısında mahkemece davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.