Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/16110 E. 2014/5987 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16110
KARAR NO : 2014/5987
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/05/2013
NUMARASI : 2006/960-

Asıl dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili, birleşen dava dilekçesinde ecrimisil, karşı dava dilekçesinde ise Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi gereğince özel parselasyon sonucu yol olarak terkin edilmesi gereken yerlerden olduğu gerekçesiyle bedelsiz terkin edilmesi istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu 52 ve 53 parsel sayılı taşınmazların geldisi olan … 27 parsel sayılı taşınmazın ifraz yapılarak 36, 37, 38 ve 39 numaralı parsellerin oluşturulduğu, 39 parselin de daha sonra ifraz edilerek 40 ile 55 arasındaki numaralar alarak yeni parsellere bölündüğü, dava konusu 52 ve 53 parsel sayılı taşınmazların diğer parsellere ulaşımı temin etmek amacıyla (ince uzun geometrik şekilde) yol olarak bırakıldığı, özel parselasyon yapılması niteliğindeki bu işlemler neticesinde 52 ve 53 parsellerin yol olarak kullanılmaya devam edildiği, fiilen toprak yol olarak kullanılan dava konusu taşınmazların daha sonra asfalt dökülmek suretiyle yol olarak kullanılmaya devam edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi Anayasa Mahkemesinin 04.11.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararı ile iptal edilmiş ve 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. madde ile; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara
veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması hallerinde yalnızca hak sahiplerine idare ile uzlaşma ve uzlaşılmaması halinde bedel davası açma hakkı tanınmış olup, idarenin Kamulaştırma Kanununun 38. maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açma imkanı kalmamış ise de; davacının, 2942 sayılı Kanunun 38. maddesi yanında taşınmazın özel parselasyon nedeniyle yol olarak terkin edilmesi gereken yerlerden olması nedenine dayalı bedelsiz terkin talebi de bulunduğundan, mahkemece bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur.
Bir taşınmazın özel parselasyon yapılması sırasında yol olarak bırakılan kısmın veya hisseli satışlarla fiili taksim edilen bir taşınmazın, sonrasında fiili taksim uyarınca müstakil parseller oluşturulurken yol ve meydan gibi ortak olarak kullanılmak üzere kamu lehine terkin edilmesi gereken yerlerin tapu kaydında kişiler üzerinde tescilli bırakılması sonuca etkili olmadığından, dava konusu taşınmazın yol niteliği ile terkin edilmesi gereken bir yer olması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun bulunmadığı kabul edilerek asıl davanın ve birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.