Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/16097 E. 2014/375 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16097
KARAR NO : 2014/375
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı… vd. vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın taban suyu problemi olmadığı, sulama birlikleri tarafından işletilen devlet sulama şebekesi içinde yer aldığından sulanabilir arazi olduğu gerekçesiyle sulu arazilerde uygulanan ürün münavebesi ve buna uygun kapitalizasyon faizi esas alınarak değer biçilmiştir. Dava konusu taşınmazın fiilen devlet sulama şebekesinden yararlanıp yararlanmadığı, yararlanıyor ise ne şekilde yararlandığı belirlenip, pompajla sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden, düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
2-Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, bir yılda çift ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği de gözönünde bulundurularak, genellikle iki yılda üç ürünün münavebeye alınması suretiyle değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu durum gözetilmeden hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 6 yılda 9 ürün münavebesi üzerinden değerlendirme yapılması,
3-Mahkemece itibar edilen bilirkişi raporuna göre 18.625 m²’lik taşınmazın kamulaştırma bedelinin 464.507,50 TL olarak belirlenmesine karşın hükümde bu miktarın 399.600,87 TL olarak tespit edilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Mahkemece açıklanan nedenlerle gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden dava tarihi (yılı) itibariyle münavebeye alınacak ürünlerin sulu ve kuru şartlardaki verilerini gösterir cetvel getirtilerek, gerekirse yerinde yeniden keşif yapılıp hakimin gözlemi de tutanağa geçirilmek suretiyle bilirkişi kurulunca taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı açıkça araştırılıp saptanmalı, taşınmazın sulu tarım arazisi olduğunun belirlenmesi halinde yukarıda 2. bentdeki açıklamalar da dikkate alınarak taşınmazın değeri hesaplanmalı; susuz olduğunun tespiti halinde ise, buna uygun ürün münavebesi ile kapitalizasyon faizinin %6 oranında alınması suretiyle değer belirlenmeli ve diğer bozma nedenleri de dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.