YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1591
KARAR NO : 2013/4404
KARAR TARİHİ : 21.03.2013
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, icra dosyasına konu alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve duruşma istemi miktar itibarıyla reddedildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının yönetici olduğu dönemde 05.12.2008 günlü genel kurul kararı ile apartmanın iskan işlerinin yürütülmesi ve iskan ruhsatının alınması için yetkilendirildiğini, bu amaçla çeşitli firmalardan alınan tekliflerden en uygununu veren şirket ile iskan işlemlerinin takibi için sözleşme yapıldığını, ancak iskanın alımı sırasında ortaya çıkan bazı imara aykırı noksanlıkların tamamlanması, iskan harcı, asansör kapısı vs. nedeniyle ilave harcamalar yapıldığını, dava dışı şirkete 20.03.2009 tarihli 10.000 TL’lik ve 30.03.2009 tarihli 5.000 TL’lik senetler verildiğini bunlardan 5.000 TL bedelli senedin ödendiğini, 20.03.2009 günlü senedin ruhsat harcı karşılığı olduğu ve iskan harcının 10.000 TL üzerinde olması nedeniyle davacının belediyeye doğrudan 10.423,29 TL iskan harcı yatırdığını, belgesinin dosyada mevcut olduğunu, bu nedenle 10.000 TL’lik senedin hükümsüz kaldığını, bunun ödemesi karşılığındaki makbuzun şirketten imzası karşılığı alındığını, fenni mesûl için de ayrıca 5.000 TL ödemede bulunulduğunun, davalı yönetime borcu bulunmadığı halde davalı tarafından … 29. İcra Müdürlüğü’nün 2009/12335 Esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibine geçildiğini, tatilde olduğu bir dönemde tebligat yapılarak takibin kesinleştirildiğini, zimmetinin söz konusu olmadığını ileri sürerek takibe konu alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş; mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kat Mülkiyeti Yasası’nın 36. maddesi uyarınca yönetici, anataşınmazın yönetimiyle ilgili tüm gelir ve giderleri yöntemince tutulacak deftere işlemeye ve giderlerin belgelerini bir dosyada saklamaya mecbur ise de; Yargıtayın kararlılık kazanmış uygulamalarında yöneticinin gerek yasal yetkisi içerisinde kalan hususlarda ve gerekse kat malikleri kurulu kararları doğrultusunda yaptığı harcamaları gösteren belgelerin fatura olması esas olmakla birlikte bunların mutlaka fatura veya kasa fişi niteliğini taşıması zorunluluğu aranmamakta, gerçekleşmiş bir iş veya işlem için harcama yapıldığını gösteren yazılı ve imzalı belge yeterli sayılmakta ve hatta aciliyet ve zorunluluk nedeniyle yapılan ve belgesiz olarak deftere işlenen gider konusu işin yapıldığının ve gösterilen miktarın uygunluğunun tespit edilmiş olması dahi yeterli kabul edilmektedir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 30.11.2011 tarihli bilirkişi raporu içeriğinden; davacının iskan işlemleri için dava konusu apartmanın banka hesabından 39.580,73 TL para çektiği, 2.900 TL asansörle ilgili harcama dahil toplam 24.854,39 TL belgeli harcamanın işletme defterinde kayıtlı olduğu, işletme defterinde kaydı bulunmayan ancak dosyaya asılları da ibraz edilen ödeme makbuz ve belgelerine göre 19.02.2008 tarihinde 2.000 TL ve 17.04.2009 tarihinde 3.000 TL’lik para makbuzları ile iskan işini üstlenen şirkete ödeme yapıldığı, 30.03.2009 günlü 5.000 TL bedelli senedin karşılığının tahsil edildiğinin senet arkasında yazılı olduğu, 24.06.2009 günlü belge ile de fenni mesüllük ücreti olarak 5.000 TL olmak üzere toplam 15.000 TL ödemenin davacının iskan alımı ile ilgili olarak geçerli gider belgeleriyle yaptığı harcamalar olduğu ve dolayısıyla davacının borcunun bulunmadığı saptanmış olup yukarıda sözü edilen belge ve makbuza dayalı ödemelerin de apartman ortak gideri olduğu gözetilerek davanın kabulü gerektiği düşünülmeden bu ödemelerin sözleşme kapsamında ödenen 32.000 TL sına dahil edilmesi, sözleşme dışında ödeme yapılmaması, dava dışı şirketin 10.000 TL senetli alacağının bulunduğu (dava dışı şirketin yönetim aleyhine bu bedelin takip ya da dava yoluyla tahsiline ilişkin bir istemi bulunduğuna dair herhangi bir delil ileri sürülmediği dolayısıyla yönetimin kasasından çıkmış bir para da mevcut olmadığı halde) gerekçesiyle hesaplama yapılan 16.05.2012 tarihli ek rapora itibarla davanın reddi yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.