Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/15511 E. 2014/6628 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15511
KARAR NO : 2014/6628
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2011/211-2013/179

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi ve uğranılan zararın tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu 470/92 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafça kamulaştırmasız el atılması nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 8.000,00 TL tazminatın tahsilini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 18.04.2011 tarih 2010/20614 E-2011/6700 K sayılı ilamı ile “Bilirkişi rapor ve ek raporunda emsal satışların değerlendirme tarihine endekslenerek m² değerleri 40,87 TL ve 140,94 TL olarak bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla yasaya uygun karşılaştırma yapılmadan iki fiyatın ortalaması alınmak suretiyle m²’sine 90,00 TL değer belirlendiğinden hükme esas alınacak nitelikte olmadığı gibi mahkemecede re’sen bilirkişisinin belirlediği bedelden ayrılarak belediyece bildirilen vergi değerine göre isabetsiz bir bedel belirlenmesinin de doğru olmaması sebebiyle taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği” gerekçesiyle bozulması üzerine, mahkemede yapılan yargılama sırasında davacı vekili istemini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 27.529.67 TL kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsiline ilişkin olduğunu ve dilekçelerini bu şekilde ıslah ettiğini belirtmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Yargıtay’ın 04.02.1948 günlü İçtihatları Birleştirme Kararına göre hükmün Yargıtay’ca bozulması üzerine hüküm mahkemesinde yapılan yeni tahkikat sırasında ıslah yapılması mümkün bulunmadığı gibi dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde vs. hususlarda usule mütalik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek olanaklı ise de,
araştırma ve muhakeme bitip, iş karara bağlanıp hüküm Yargıtay’ca bozulduktan sonra davacının usul hükümlerinden faydalanması ve davayı ıslah etmesi mümkün değildir. .
Bu itibarla, dava dilekçesindeki miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken ıslah dilekçesindeki talep nazara alınarak fazlaya hükmedilmesi,
2-Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda üzerinde kat mülkiyeti tesis edilen 125 ada 124 parseldeki mesken nitelikli 3 nolu bağımsız bölümün satışı somut emsal olarak alındığı, kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulu yapılardaki bağımsız bölüm satışlarında binanın niteliği, inşaat kalitesi, bağımsız bölümlerin iç düzeni, cephesi vd. satış fiyatının belirlenmesinde etkili olup, ortak yerlerden yararlanma oranı dahi satış fiyatında dikkate alındığından bu gibi satışlarda binanın değeri satış değerinden düşülse bile yanılgıya sebebiyet verecek nitelikte olması sebebiyle dava konusu taşınmaz ile benzerliği olmayan kat mülkiyeti tesisli dükkan nitelikli taşınmazın bilirkişi kurulunca emsal alınmış olması
3-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında harç ve vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması
Doğru görülmemiştir
Mahkemece tarafların vereceği ya da re’sen getirtilecek kayıtlar üzerinden yukarıda açıklanan ilkelere uygun taşınmaz satışları araştırılarak emsal olabilme niteliklerine uygun bulunanlar tespit edilip bu emsallerin 11. maddenin (d) bendinde öngörülen vergiye esas olmak üzere ilgili belediyelerce bulundukları cadde veya sokak için değerlendirme tarihindeki asgari m² değerleri getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme, emsal taşınmazların ise değerlendirmeye esas alınan satış tarihleri itibarıyla imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıkları da belediye imar müdürlüğü ve tapu müdürlüklerinden araştırılıp bu emsallere göre ve ayrıntılı olarak karşılaştırma yapan raporlar alınarak oluşacak duruma göre karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.