Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/15433 E. 2014/3690 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15433
KARAR NO : 2014/3690
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2010/162-2013/249

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davacı yönünden aktif husumet yokluğundan davanın reddine, asli müdahil yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tamamının 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “D.. Eylül Üniversitesi Genişleme Alanı” olarak ayrıldığını, davalı idarenin kamulaştırma işlemlerine bir türlü başlamadığını ileri sürerek, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedeli olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 12.000 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Dosyanın incelenmesinde, İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/19 Değişik-iş dosyasındaki 07.09.2010 tarihli bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmaza D.. Eylül Üniversitesi Rektörlüğü tarafından tespit tarihinden önce el atılan ancak tespit talebinden sonra tel örgüsü doğuya doğru geri çekmek suretiyle krokide A ile gösterilen 49,23 m²’lik kısma el atmaya son verildiğinin belirtildiği, yine yargılama sırasında yapılan keşif sonucu düzenlenen 20.05.2011 tarihli harita mühendisinin raporuyla, 24.05.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davalı idare tarafından tel örgü içerisine almak suretiyle ve bir kısmını taş parke döşemek suretiyle el atılan taşınmazdaki imalatları kaldırmak suretiyle taşınmazı eski haline getirdiği ancak taşınmaza hukuki olarak el konulduğu görüşüne varılarak taşınmazın tamamının bedelininin hesaplandığı, mahkemece dava konusu taşınmazın imar planında D.. Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi alanına isabet etmesi, imar planının kesinleştiği tarih olan 20.07.1992 tarihinden itibaren 5 yıl geçmekle kamulaştırmanın yapılmadığı, davacının kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açma hakkı olduğu gerekçesiyle asli müdahil yönünden davanın kabulüne, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın asli müdahile satışla geçmesi nedeniyle davacı yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uygulama ve öğretide kamu idarelerinin; hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin idari işlem; görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmakta olup somut olayda idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığından 3194 sayılı İmar Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca tek yanlı idari işlemle düzenlenen imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumunun da idari eylem olarak kabulü gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durum Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve 09.04.2012 gün 2011/238E.–2012/63K. ve 2012/41 E- 2012/77 K. sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.
Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda, davalı idarece fiili el atmaya son verildiği, mahkemenin kabulünde olduğu gibi hukuki el atmanın olduğu anlaşılmaktadır. Davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.