Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/15069 E. 2014/2608 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15069
KARAR NO : 2014/2608
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2013/333-2013/493

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre dava konusu 6551 ada 6 parsel yönünden sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Bedeline hükmedilen 6551 ada 6 parsel yönünden taşınmaz bedeli ilk dava tarihine göre belirlendiğinden eldeki ek davada hükmedilen bedele de bu tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken ek dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında fiilen el atılan taşınmaz bedelinin tahsili yönünden harç ve vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu 6551 ada 3 parsel yönünden yapılan incelemede;
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre asıl dava olan Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/571 E. -2012/473 K. sayılı dosyasında, fen bilirkişisi raporunda dava konusu 6551 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (C) harfiyle gösterilen 5,49 m²’lik kısmına mezarlık duvarı yapılmak suretiyle el atıldığı, (D) harfiyle gösterilen 26.064,39 m²’lik kısmına fiili el atma bulunmadığı 1/1000 ölçekli imar planında mezarlık koruma alanında kaldığı, (E) ve (F) harfleriyle gösterilen toplam 7.290,22 m²’lik bölümlerinin ise 1/5000 ölçekli nazım imar planında tarım alanı olarak belirlenen kısımda kaldığı, mahkemece (C) harfiyle gösterilen kısma fiili el atma, diğer kısımlara ise imar planında mezarlık koruma alanı olarak belirlenmesinden dolayı mülkiyet hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle mahkemece taleple bağlı olarak 8.000 TL üzerinden taşınmaz bedelinin ödenmesine karar verildiği, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu anlaşılmıştır.
Dairemize intikal eden aynı taşınmaza ilişkin açılan Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/662E-2012/756K. sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu 6551 ada 3 parselle ilgili tanzim edilen fen bilirkişi raporunda (C) harfiyle gösterilen 5,49 m²’lik yerin bitişik 6551 ada 6 parsel içinde kaldığının tespit edildiği, 3 numaralı parselde fiili el atmanın bulunmadığının belirtildiği, bu raporun hükme esas alındığı anlaşılmıştır.
Buna göre her iki dosyadaki fen bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilerek dava konusu 6551 ada 3 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atılıp atılmadığı kesin olarak belirlendikten sonra fiilen el atma varsa sadece el atılan bölüm yönünden kamulaştırmasız el atma bedelinin tespiti ile bu kısmın idare adına tesciline karar verilmesi, fiilen el atılmadığı anlaşılması halinde ise mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Benzer uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durum Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve 09.04.2012 gün 2011/238E.–2012/63K. ve 2012/41 E- 2012/77 K. sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.
Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10.fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; dava konusu 6551 ada 3 parsel sayılı taşınmaza 5,49 m²’lik kısmına fiilen el atılıp atılmadığı belirlendikten sonra el atılmayan taşınmaz bölümü yönünden davacı tarafın mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca bu taşınmaz bakımından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması.
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.