Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/11155 E. 2013/12376 K. 30.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11155
KARAR NO : 2013/12376
KARAR TARİHİ : 30.09.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, kayyımlık kararının kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, mirasbırakanı … adına olan taşınmaz hissesine kayyım atandığını belirterek, hissedarın mirasçısının belli olması nedeniyle kayyımlık kararının kaldırılmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davaya konu taşınmazın tapuda 104/879 hissesinin ”… karısı …” adına kayıtlı olduğu, bu kişi için de 22.07.2009 tarihli kararla Adana Defterdarı’nın kayyım atandığı, hissedar ”… karısı …”nin 04.10.1951 tarihinde ölen ve mirasçıları bulunan “…” olduğu, mirasçılarından birinin de davacı … olduğu, güncel tapu kaydına göre 09.07.2010 tarihinde taşınmazın “…”in mirasçılarına intikalinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 477. maddesinde “Temsil kayyımlığı, kayyımın yapmakla görevlendirildiği işin bitirilmesiyle sona erer. Yönetim kayyımlığı, kayyımın atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması veya kayyımın görevden alınmasıyla sona erer.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; dava konusu taşınmazın hissedarının sağ mı, ölü mü, mirasçılarının bulunup bulunmadığının belli olmaması nedeniyle 3561 sayılı Yasa uyarınca kayyım tayin edildiği, ancak tapuda taşınmazın hissedarı ”… karısı …”nin 04.10.1951 tarihinde ölen ve mirasçıları bulunan “…” olduğu, taşınmazın “…”in mirasçılarına intikalinin yapıldığı anlaşıldığından kayyımlıkla idareyi gerektirir bir durum kalmamıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında taşınmazın hissedarının ve mirasçılarının belli olması ve kayyımlık kararının kaldırılması şartlarının mevcut olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.