Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2013/10175 E. 2013/12437 K. 30.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10175
KARAR NO : 2013/12437
KARAR TARİHİ : 30.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, ana dosyada Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili, birleşen dosyada el atmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisilin tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1)Taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabulü doğru olup, yasa gereği bu taşınmaza kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas tutularak değerlendirilir. Kamulaştırma Yasası’nın 11. maddesinin (i) bendine göre de, bedelin tespitinde etkisi olacak diğer objektif ölçüler de dikkate alınır. Doğaldır ki bu objektif ölçülerin neler oldukları taşınmazın niteliği dikkate alınarak ve değerlendirme esasları gözönünde bulundurulmak suretiyle belirlenir.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tarım arazisinde değer, taşınmazın yıllık tarımsal gelirinin kapitalizasyon faizine oranlanması suretiyle bulunmaktadır. Kapitalizasyon faizi ise %3-%15 arasında değişmekte olup, bu aynı zamanda arazinin rantı ile satış değeri arasındaki oranı belirlediğinden, uygulanacak kapitalizasyon faiz oranı saptanırken arazinin verimine etkili olan (sulu, taban arazisi, toprağın terkibi, ekilebilecek ürünler) faktörler yanında, satış değerine etkili olabilecek faktörler de (önemli yerleşim birimlerine yakınlığı, tarımsal amaçlı alt yapı olanakları, pazarlama ve ulaşım probleminin olmaması, yerleşim merkezine yakınlığı vs.) dikkate alınır. Maddenin, sözü edilen (i) bendi bu hususlar dışında olup, arazinin değerine etkili olabilecek objektif ölçülere ilişkindir. Bunlar da, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, tarımsal faaliyet ve gerekleri ile ilgili niteliklerdir.
Bu nedenle, dava konusu taşınmazın Susurluk şehir merkezine, pazara yakın olması, Susurluk-Bandırma karayoluna cepheli olması vs. hususların taşınmazın değerinde meydana getireceği objektif artışın %10 olacağı gözetilmeden daha yüksek oranda artış belirlenerek fazlaya hükmedilmesi,
2)Tamamı 11300 m² olup 10206,36 m² lik kısmı kamulaştırılan taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan kısmında herhangi bir değer kaybı oluşmayacağı düşünülmeden %20 oranı üzerinden değer kaybı belirlenerek fazlaya hükmedilmesi,
3)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
4)Birleşen dosyada ecrimisil davasının reddedilen miktarı yönünden davacı idare lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 30.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.