Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2012/6557 E. 2012/8106 K. 26.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6557
KARAR NO : 2012/8106
KARAR TARİHİ : 26.06.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, davalı konfederasyonun 07.05.2011 tarihli genel kurul toplantısının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davalı … Federasyonunun 07.05.2011 tarihinde yaptığı genel kurul toplantısının 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 32/b fıkrası uyarınca iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davalı derneğin 07.05.2011 tarihli genel kurul toplantısının kanun ve tüzük hükümlerine aykırı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
5253 Sayılı Dernekler Kanunu’nun 32.maddesinin (b) bendinde genel kurul toplantılarını kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerinin beş yüz lira idari para cezası ile cezalandırılacağı, mahkemece, kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebileceği açıklanmıştır. 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 32/b bendinde düzenlenen adlî para cezasının 08.02.2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 558.maddesi ile idari para cezasına dönüştürülmüştür. Bu değişiklikten sonra, dernek genel kurul toplantılarının iptalinin Cumhuriyet Savcıları tarafından talep ve dava hakkı sona ermiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 83. maddesi, dernek genel kurul toplantılarının iptalini veya yok hükmünde olduğunu isteme hakkını yalnızca dernek üyelerine tanımıştır. Bu hakkın üyeler dışında bir kişi veya organca kullanılması dernek kurma özgürlüğünün ihlali anlamına gelmektedir.
Hal böyle olunca, davacı Cumhuriyet Savcılığının dava açma hakkı bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.