Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2012/6157 E. 2012/8325 K. 02.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6157
KARAR NO : 2012/8325
KARAR TARİHİ : 02.07.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın üzerinde irtifak hakkının idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … … doğalgaz dağıtımı kapsamında boru hattının geçtiği …’ne ait taşınmaz malla ilgili olarak Kamulaştırma Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca her iki kamu kuruluşu arasında devirde anlaşılıp bedel de uzlaşma sağlanamaması üzerine 5146,79 m²’lik alanın bedelinin tespitiyle adlarına tesciline karar verilmesini istemiş, mahkemece davacı vekilince aynı taşınmaz hakkında Hazine aleyhine daha önce … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın reddedilerek kesinleştiği ve ayrıca 30 günlük süre içerisinde bu davanın da açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 30. maddesi 3. fıkrasına göre; taraflar bedelde anlaşamadıkları takdirde alıcı idare, devirde anlaşma tarihinden veya Danıştay kararının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde 10. maddede yazılı usule göre mahkemeye başvurarak kamulaştırma bedelinin tespitini ister. Yasanın bu buyurucu hükmüne göre davalı mal sahibi idarenin, alıcı idareye bedelde anlaşamadıklarını tebliğ etmesi gerekir. Dosyanın incelenmesinden mal sahibi idarenin davacıya böyle bir bildirimde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacı idare, davalı mal sahibinin bu yöndeki ifadesini diğer bir anlatımla bedelde anlaşamadıklarını 23.11.2009 tarihinde öğrendiğini ifade etmektedir. Bu tarihten itibaren 30 günlük hak düşürücü süre de geçmemiştir. Çünkü dava 17.12.2009 tarihinde açılmıştır. Bu tür davalar uyuşmazlığın esasına ilişkin bulunmayıp usule müteallik bulunmaktadır ve bu özellikleri itibariyle hak düşürücü sürenin geçmiş bulunması davanın esası yönünden kesin hüküm olarak kabul edilemez. 30 günlük süreyi geçiren idare varsa harcını yatırmak suretiyle yeniden 30. maddedeki usule sadık kalarak bu davayı açabilir. Mahkemece tüm bu hususlar dikkate alınarak işin esasına girilip tüm deliller toplanıp istem doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.