Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2012/13613 E. 2012/14737 K. 17.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13613
KARAR NO : 2012/14737
KARAR TARİHİ : 17.12.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, vesayetin kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı kısıtlı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 sayılı dosyasında …’ın kısıtlanması hakkında yapılan ihbar üzerine adı geçen ile ilgili Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi uyarınca sağlık kurulu raporu alınamaması üzerine kısıtlının talep ve kabulü doğrultusunda aynı yasanın 408.maddesi uyarınca kısıtlama kararı verilmiştir. Bu kez kısıtlı vesayetin kaldırılması talebinde bulunmuş, mahkemece; kısıtlama kararının kaldırılmasını gerektirir bir nedenin bulunmadığı, Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi uyarınca raporun alınamadığı, rapor alındığında değerlendirilmek üzere dosya üzerinde inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 476. maddesi uyarınca kendi isteğiyle kısıtlanmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılması, kısıtlamayı gerektiren sebebin ortadan kalkmasına bağlı olup, delillerin bildirilmesi ve değerlendirilmesi zorunluluğu karşısında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 385/1. maddesinin yollamasıyla aynı yasanın 320/1. maddesinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27.maddesi hükmüne göre, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Bu nedenle mahkemece duruşma açılarak davacının gösterdiği delillerin toplanması, vesayetle ilgili hükümlerin kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle resen araştırma yapılabileceği de gözetilerek gerek kısıtlının talebi gerekse Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi yönünden oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.