Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2011/7799 E. 2011/8625 K. 12.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7799
KARAR NO : 2011/8625
KARAR TARİHİ : 12.09.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Kanunu’nun 36.maddesi uyarınca tescil istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından duruşma istemiyle temyiz edilmiş, duruşma istemi pul yokluğu nedeniyle reddedilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazların İstanbul-Hicaz demiryolu yapımı sırasında Osmanlı Demiryolu Kumpanyası tarafından kamulaştırıldığını, daha sonra yapılan kadastro çalışmaları kapsamında, kamulaştırılan taşınmazın bir kısmının özel kişi adına tescil edildiğini ileri sürerek Kamulaştırma Yasası’nın 36. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tapuya tescilini istemiş; mahkemece yapılan yargılama neticesi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 5841 sayılı Yasa ile değişik 12. maddesinde “30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir. Kadastro Müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile Kadastro Mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir. Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır.” hükmü öngörülmüştür. 25.02.2009 tarihinde kabul edilen 5841 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen geçici 10. maddede “Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” denilmiştir.
Somut olayda, davalıya ait dava konusu 73 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve dayanağını oluşturan kadastro tutanağı ve eklerinden kadastro tespitinin 11.06.1985 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığına göre 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.