Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2011/11021 E. 2012/732 K. 30.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11021
KARAR NO : 2012/732
KARAR TARİHİ : 30.01.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili, ortaklığın giderilmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu 1003 ada 4 parselde paydaş olduklarını, taşınmazın kat mülkiyeti kurulmak sureti ile buna olanak yoksa satılarak ortaklığın giderilmesini istemiş, davalılardan …, …, …, …, …, …temyiz dilekçelerinde bağımsız bölümleri kullananların ilave masraflar yaptıklarını, dairelerin değerlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin tapu kaydındaki hisseleri oranında taraflara ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Satış yolu ile ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina vs. gibi muhdesat varsa bunlar 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 684. maddesi uyarınca arzın mütemmim cüzü (bütünleyici parçası) sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilmelidir. Bunların bir kısım paydaşa aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu konuda tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhdesatların ve arzın dava tarihi itibarıyla ayrı ayrı değerleri tesbit edilerek ve bu değerler toplanıp taşınmazın tüm değeri saptandıktan sonra bulunan değer, muhdesat ve arzın değerine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibarıyla ne kadarının muhdesata, ne kadarının da arza isabet ettiği belirlenmelidir. Satış bedelinin dağıtımında, bulunan bu yüzde oranlar gözönünde tutularak muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya payları oranında sahiplerine, arza düşen kısım da yine payları oranında tüm paydaşlara verilmelidir.
Somut olayda; bağımsız bölümleri kullanan davalıların kullandıkları bağımsız bölümlere ilave masraflar yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu sebeple, yukarıda açıklandığı üzere bağımsız bölümlerin ve zeminin değerinin tek tek belirlenip ayrı ayrı oranlanıp yüzde itibarıyla ne kadarının arza, ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin belirlenip, satış bedelinin dağıtımında bulunan bu yüzde oranlar gözönünde tutularak muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya payları oranında sahiplerine, arza isabet eden kısmın da yine payları oranında tüm paydaşlara veren ek rapor alınmadan eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.