Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2010/9397 E. 2011/2158 K. 21.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9397
KARAR NO : 2011/2158
KARAR TARİHİ : 21.02.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, davalı idarece kamulaştırılan Saraycık 1792 (Eski 46) parsel sayılı taşınmazın davacıların payına düşen kamulaştırma bedellerinin artırılması ile artırılan bedelin faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz malın davalı idare tarafından kamulaştırılıp kıymet takdir komisyonunca belirlenen bedelinin bankaya bloke edilmiş olmakla birlikte kamulaştırma kararının henüz tebliğe çıkarılmadığından, Kamulaştırma Yasasını değiştiren 4650 sayılı Yasanın Geçici 1.maddesi gereğince davacıların dava açma haklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
24.04.2001 günlü ve 4650 Sayılı Yasanın geçici 1.maddesi “bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kamulaştırma kararı alınmış ancak henüz tebliğe çıkarılmamış kamulaştırmalarda bu kanun hükümleri, diğerlerinde önceki hükümler uygulanır” kuralına yer verilmiştir. Buna göre, anılan Yasanın yürürlüğe girdiği 05.05.2001 tarihinden önce kamulaştırma kararı alınmış ve tebliğe çıkarılmış ise, önceki (2942 sayılı Yasada yapılan değişiklikten önceki) hükümler uygulanacaktır.
Somut olayda dava konusu taşınmazın 4650 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce kamulaştırılmış olduğunda ve davacılara tebligat yapılmadığında kuşku yoktur. Burada üzerinde durulması gereken husus, kamulaştırma işleminin idarece tebliğe çıkarılmış olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 25.maddesi, dava açma konusunda sınırlama koymuş, mal sahibinin dava açabilmesi için idarenin tebligat yapması veya tebliğe çıkarması koşulunu getirmiştir. Taşınmaz malın paydaşlarından birine tebligat yapılmış ise henüz tebligat yapılmayan diğer paydaşların da dava açma hakları vardır.
Dosyada toplanan belge ve bilgilerden, davacıların da paydaş olduğu Saraycık 1792 (Eski 46) parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından 30.03.1995 tarihinde kamulaştırıldığı, davacılar dışındaki diğer paydaşlar tarafından kendilerine yapılan tebligatlar üzerine Hatay Mahkemelerinde açılan (Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/126-1999/604 Dairenin 2000/4766-5332 Karar) bedel artırımı davalarının karara bağlandığı ve artırılan bedellerin dahi ilgililerine ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu taşınmazın 4650 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce kamulaştırıldığı ve kamulaştırmanın tebligat evresine geldiği ve böylece davacılar açısından da dava açma hakkının doğmuş bulunduğu gözetilerek geçici 1.madde uyarınca uyuşmazlığın 2942 sayılı Yasanın değişiklikten önceki hükümlerine göre çözümlenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.