YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4459
KARAR NO : 2010/6695
KARAR TARİHİ : 03.05.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
… Belediye Başkanlığının dosya içerisinde bulunan yazılarından ve geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen 29.03.2010 günlü yazısından dava konusu parselin imar planı dışında olduğu, belediye sınırları ve mücavir alan içinde kaldığı, alt yapı hizmetlerinden yol, su, …, çöp toplama hizmetlerinden yararlandığı, dava konusu taşınmaza yaklaşık 300-350 mt. mesafede yerleşim alanının bulunduğu, yerleşim yerine yakın bir mesafede olmasından dolayı meskun mahal sayılabilecek yerde olduğu, güney sınırında asfalt yola cephesinin olup ulaşım sorunu olmadığı, iskan amacına uygun yapılaşmanın yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Bakanlar Kurulunun Yargıtay’ca da kısmen benimsenen 28.2.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, …, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd.) yararlanan ve meskun yerler arasında bulunması gerekir. Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden özellikle Belediye Başkanlığının 29.03.2010 günlü yazısı içeriğinden dava konusu taşınmazın belediye sınırları içerisinde olduğu, çevresinin meskun halde bulunduğu ve belediye hizmetlerinden yararlandığı belirlenmiş olması ve Bakanlar Kurulu Kararnamesi gözetildiğinde taşınmazın arsa olduğunun kabulü ile bu niteliğine göre kamulaştırma bedelinin saptanması gerekirken bilirkişi kurulunun tarım arazisi niteliğini esas alan raporlarına itibarla hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.