Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2010/14000 E. 2011/1771 K. 14.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14000
KARAR NO : 2011/1771
KARAR TARİHİ : 14.02.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın taksim veya satışla, 10 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın ise kat mülkiyeti kurularak giderilmesini istemiş, mahkemece ortaklığın 4 parsel sayılı taşınmazın satışı, 10 parsel sayılı taşınmazda kat mülkiyeti kurulması yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine uygun olarak, üzerinde kat mülkiyetine elverişli yapı bulunan ortak taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilmesi için, üzerindeki yapının mimari projesine uygun biçimde tamamlanmış yada projesi olmamakla birlikte fiili durumuna göre çizdirilmiş imara ve fenne uygunluğu ilgili makamca onaylanmış projesinin olması, bağımsız bölümlerinin başlı başına kullanmaya elverişli bulunması (M.1), yapının tümünün kargir olması (M.50/2) ve her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmesi, ayrıca 12 maddede yazılı belgelerin (belediyeden onaylı proje, yapı kullanma izin belgesi ve yönetim planı) tamamlattırılması gerekmektedir. Bu koşulların gerçekleşmesi durumunda anılan Yasanın 10. maddesinin son fıkrası hükmünce taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilecek ve açılan davada ortaklığın bu yolda giderilmesine karar verilebilecektir.
Tapuda davacı ve davalı adlarına kayıtlı olan dava konusu 10 parsel nolu taşınmazın zemini üzerinde yer alan betonarme yapının kaç bağımsız bölümden oluştuğu hususunda bilirkişi raporları arasında ortaya çıkan çelişkiye (birinci raporda 9, ek raporda 8, ikinci raporda 10, üçüncü raporda 9 bağımsız bölüm olduğu açıklanmıştır) karşın, paydaş sayısı (iki) ve bağımsız bölümlerin sayısı (8, 9 veya 10) itibariyle her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm özgülenebileceği anlaşılmaktadır.
Taşınmazla ilgili olarak birisi belediye başkanlığından getirtilen biri davacı tarafça ibraz edilen iki ayrı mimari proje mevcut ise de, bilirkişi raporlarında yapının bu projelere uygun inşa edilmiş olup olmadığı hususunda bir açıklamaya yer verilmemiştir.
Taşınmazla ilgili olarak, belediyeden gelen projeye göre düzenlenmiş bir kısım yapı kullanma izin belgesi mevcut ise de, bağımsız bölüm sayısı hususundaki çelişkiden dolayı yapının tümü için yapı kullanma izin belgesi alınmış olup olmadığı anlaşılamamakta, düzenlendiği bildirilen yönetim planı dosya içerisinde bulunmamaktadır.
Bu bakımdan somut olayda mahkemece anataşınmazda başlı başına kullanılmaya elverişli bağımsız bölüm sayısı kesin olarak belirlenip davaya konu taşınmaz üzerindeki yapının onaylı projesinin uygulanması suretiyle yapının projesine uygun olup olmadığının denetlenmesi ve aykırılık var ise giderilmesi onaylı projesi yoksa veya onaylı projesi olup da bu projeye uygun inşa edilmemiş ise mevcut haliyle projesinin çizdirilmesi halinde onay verilebileceğinin -ilgili belediyeden alınacak ön bilgiye göre- saptanması halinde öncelikle aykırılıkların giderilmesi, onaylı mimari projeye göre bağımsız bölüm sayısının belirlenmesi, buna bağlı olarak yapının tümü için yapı kullanma izin belgesinin alınması, ayrıca yönetim planının tamamlattırılması için kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesini isteyen tarafa yetki ve yeterli süre verilmesi, bu hususlar eksiksiz yerine getirildiği takdirde; dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıda her bir bağımsız bölümün konumu, yüzölçümü, kullanım amacı ve eklentileri yerinde incelenip irdelenerek değeri ve bu değere göre özgülenecek arsa payı uzman bilirkişi aracılığıyla saptandıktan sonra, varsa fiili taksime göre, taksim yoksa çekilecek kura ile bağımsız bölümler paydaşlara özgülenerek, gerekiyorsa değer farkı nedeni ile ödenecek ivaz da belirlenmek suretiyle payların denkleştirilmesi, yönetim planını paydaşların (tanınan süreye rağmen) imzalamaktan kaçınması halinde imzalanmış sayılması suretiyle tahkikatın ikmal edilmesinden sonra her bir bağımsız bölümün numarası, cinsi, arsa payı ve özgülendiği paydaşın adı-soyadı açıkça belirtilerek tesciline ve bu suretle kat mülkiyetine geçiş yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekir. Ortaklığın giderilmesi istemiyle açılan bir davada verilecek kararın, aynı konuda başka davalar açılmasına yol açmaması, bunun için -taraflar özellikle ve birlikte istemedikleri sürece- bağımsız bölümlerden biri veya birkaçının paylı bırakılmaması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
Mahkemece yukarıda belirtilen eksiklikler giderilmeden ve ayrıca bir bağımsız bölümünde taraflar adına paylı olarak tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.