Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2010/10913 E. 2011/3051 K. 07.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10913
KARAR NO : 2011/3051
KARAR TARİHİ : 07.03.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve irtifak hakkı ile taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi kurulu raporu hükme yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Taşınmazın arsa niteliğinde kabulüne dayanak yapılan dosya içerisindeki Belediye Başkanlığı yazısında dava konusu taşınmazın belediye sınırları içinde olmakla birlikte 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planları kapsamında olmadığı, 1/25000 ölçekli planda tarımsal karakterli yerleşim alanı ve sanayi ve depolama alanı olarak yer aldığı açıklanmış ise de, alt yapı hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı açıklanmamış, ayrıca taşınmazın çevresinin meskun olup olmadığı ve yararlandığı belediye hizmetleri konularında yeterli bilgiye yer verilmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın caddeye cepheli ve çevresinin yapılaşmış durumda olduğu, hertürlü altyapı hizmetinden yararlandığı resmi bir belge veya bilgiye dayalı olmadan bildirilmiş, Mahkemece de, belediyenin yeterli bilgiyi içermeyen yazısı ve bilirkişi kurulunun soyut beyanları esas alınarak taşınmaz arsa niteliğinde kabul edilmiştir.
Oysa ki; Bakanlar Kurulunun Yargıtay’ca kısmen benimsenen 28.2.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan bir taşınmazın arsa niteliğinde kabulü için, uygulamalı (genelde 1/1000 ölçekli) imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunması esastır. Aynı karara göre, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için ise, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan ve meskun yerler arasında yer alması gerekir.
Taşınmazların belediye nazım imar (1/5000 ve daha büyük ölçekli) planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.4.1998 gün ve 1996/3-1998/1 Sayılı Kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da değerlendirilmek üzere araştırılmalıdır.
Bu hususlar Belediye Başkanlığından ve diğer ilgili mercilerden sorulup alınacak cevap yazılarına göre taşınmazların arsa niteliğinde olup olmadığı yeterince tesbit edilmeden arsa olarak değerlendiren raporlara göre hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-Bilirkişi kurulu tarafından somut emsal alınan 1823 parsel sayılı taşınmazın satış tarihini, satış bedelini ve taraflarını gösteren tapu kayıt örneğinin Tapu Müdürlüğünden, emsalin satış tarihinden önce, davaya konu 110 parsel sayılı taşınmazın 16.07.2009 tarihinden önce yapılan bir imar düzenleme çalışması sonucunda oluşmuş parseller olup olmadıklarının Belediye İmar Müdürlüğünden ve emsal ile davaya konu taşınmazın 2009 yılı emlak vergisine esas asgari arsa m² değerlerinin ilgili vergi dairesinden getirtilip raporun denetlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Taşınmazın mülkiyet kamulaştırmasına konu olan 443 m²’lik kısmının davalılar adına olan tapusunun iptali ile kullanım hakkı davacı idareye ait olmak üzere hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken infazda duraksama yaratacak şekilde irtifak hakkı kurulan kısım 1315,08 m² olduğu halde 315,08 m² için hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.