YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5252
KARAR NO : 2009/12734
KARAR TARİHİ : 28.12.2009
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davada, anataşınmazda yöneticilik yapan davalının kendisine kiraya verilen kapıcı dairesinin kirasını arttırmadığı, kat malikleri kurulu toplanamadığı halde 634 sayılı Yasa uyarınca hakimin müdahalesini istemediği, yöneticiliğe seçildiğinde kendisine teslim edilen defterleri tutmadığı ve yasal tasdiklerini yaptırmadığı ve kat mailklerinden topladığı parayı yerinde harcamadığı ileri sürülerek hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal suçundan dolayı cezalandırılması istenilmiştir. Mahkemece davalının Kat Mülkiyeti Yasasının 36.maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 33/son maddesi gereğince 250 YTL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Müşteki Fahri Tugay İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikayet dilekçesinde; oturmakta oldukları apartmanda yöneticilik yapan kat maliki …’in, kendisine kiraya verilen kapıcı dairesinin kirasını artırmadığını, kat malikleri kurulu toplanamadığı halde 634 sayılı Yasa uyarınca hakimin müdahalesini istemediğini, yönetici seçildiğinde kendisine teslim edilen defterleri tutmadığını ve yasal tasdiklerini yaptırmadığını, defterleri yasal mercilere ibraz etmediğini, kat maliklerinden topladığı paraları yerinde harcamadığını ileri sürerek hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal suçundan dolayı cezalandırılmasını istemiş, 5271 sayılı Yasanın 160.maddesine göre araştırma yapan Cumhuriyet Savcısı 03.12.2007 gün ve 2007/21845-381 sayılı kararı ile şüphelinin (davalının) eyleminin 634 sayılı Kanunun 33.maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle evrakın yetkili ve görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, İstanbul 6.Sulh Hukuk Mahkemesi de gelen evrakı esas defterine kaydedip yaptığı yargılama sonucunda …’in Kat Mülkiyeti Yasasının 36 ve 33/son maddeleri uyarınca 250 YTL para cezası ile cezalandırılması yolunda hüküm kurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160.maddesinde bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet Savcısının kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayacağı ve aynı Kanunun 172.maddesinde de soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar vereceği öngörülmüştür. Buradan da açıkça anlaşıldığı gibi Cumhuriyet Savcısının aynı Yasanın 171.maddesindeki kamu davasını açmadaki takdir yetkisi dışında kamu davasını açmaktan, yasadaki koşullar bulunmamakta ise kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekten başka 5271 sayılı Kanun kapsamına giren ve görevsizlik kararı verilmesini gerektiren bir görevi ve yetkisi bulunmamaktadır. Öte yandan 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 33/son maddesindeki para cezası verilmesini gerektiren suç, Cumhuriyet Savcıları tarafından doğrudan doğruya araştırılıp kovuşturulan, iddianame düzenlenmesini gerektiren bir suç değildir. Bu maddedeki para cezasının uygulanması ancak, yasadaki (634 sayılı Kanunun 33.maddesindeki) koşulların gerçekleşmesi durumunda davacılar tarafından doğrudan doğruya Sulh Hukuk Mahkemesi Hakiminden istenebilir.
Ayrıca Cumhuriyet Savcılarının hukuki anlaşmazlıkların varlığı sebebiyle soruşturma evrakını görevsizlik kararıyla özellikle de CMK’nun 3.maddesini gerekçe göstererek göndermelerinin hiçbir yasal dayanağı yoktur. Bundan başka, HUMK.nun 178.maddesi, hukuk mahkemelerinde davanın nasıl açılacağını göstermiştir. Buna göre dava açmak isteyenlerin aynı Yasanın 179. maddesindeki şartları taşıyan bir dilekçe hazırlayıp, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harçları ve masrafları ilgili yerlere yatırıp mahkeme kalemine teslim etmeleri gerekir. Mahkemeler ve hakimler ancak, yasalara uygun biçimde kişilerin açtıkları davalara bakarlar. Somut olayda; dava için alınması gerekli olan harçlar da alınmamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 32.maddesi; yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını emreder. Mahkemece yukarıda değinilen hususlara riayet edilmeden, usulüne uygun biçimde açılmış bir dava olup olmadığına bakılmadan yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.