Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2009/2000 E. 2009/1697 K. 24.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2000
KARAR NO : 2009/1697
KARAR TARİHİ : 24.02.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Daire bozma kararında taşınmazın değerlendirilmesinde karşılaştırmaya konu edilen İstiklal Mahallesi 333 ada 7 parsel sayılı taşınmazın satış değeri olan 42.000 YTL’nin 3/8 pay satışına ait olduğu, tam satış kabul edilerek değerlendirme yapılmasının yanlış olduğu gerekçesi ile bozulmuş, bozma sonrası alınan bilirkişi raporlarında; emsal alınan taşınmazın satışının kardeşler arasında yapıldığı, gerçek satış değerini göstermediğini bundan dolayı emsal olarak değerlendirilemeyeceği belirtildikten sonra başkaca bir emsal incelememiş ve taşınmazı arsa olarak geometrik yapısı, mevkii, şehir merkezine uzaklığı, belediye hizmetlerinden yararlanma durumu, imar durumu, yapılaşma durumu ve dava tarihindeki piyasa alm-satım rayiçleri gibi genel nitelikteki değerlendirmelerle yetinilmiş olduğundan bu raporlara itibar edilemez.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre, Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11.maddesinin arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlarda dikkate alınarak (ı) bendi gereğince her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin saptanması gerekmektedir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda olması, taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılmış olması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve değerlendirme gününden önce satılmış olan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu Toptan Eşya Fiyat Endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar belirtilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri belirlenmelidir.
Mahkemece, tarafların vereceği yada resen belirlenecek emsal kayıtlar Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtildikten ve bunların imar parseli olup olmadığı sorulup saptandıktan sonra yukarıda açıklanan esaslara uygun incelemeyi ve sonucunu içeren ek bilirkişi raporları alınıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
İncelenen emsal imar parseli olup ta dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar yasası da gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
Mahkemece, tüm bu hususlar dikkate alınmadan düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.