YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/11807
KARAR NO : 2010/5211
KARAR TARİHİ : 05.04.2010
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Dava dilekçesinde, kat mülkiyetli anataşınmazın ortak yerlerinden davacı tarafa ayrılmış kısma el atıldığı ve ortak yerdeki duvarın yükseltilmesine kapı boşluğun kapatılmasına karşı çıkıldığı ileri sürülerek ortak yerlere el atmanın ve muarazanın giderilmesi ile ortak yerdeki duvarın yükseltilmesine ve davalıların kat mülkiyetinden doğan borç ve yükümlülüklerini yerine getirmelerine karar verilmesi istenilmiş, mahkemece yönetim planında “ortak yer yoktur” şeklindeki düzenleme nedeniyle dava konusu yer ortak yer olmadığından iki bağımsız bölüm arasındaki duvarın yükseltilmesine, üzerine harpuşta yapılmasına duvarla merdiven arasındaki kapının kapatılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Kat Mülkiyeti Yasasının 4. maddesinde ortak yerlerin sözleşme ile belirtilebileceği ve a, b ve c bentlerinde sayılan yerlerin mutlak ortak yerlerden olduğu hükmü dikkate alındığında yönetim planının 2. maddesinde yer alan “ortak yer yoktur” şeklindeki düzenleme herhangi bir hüküm ifade etmez.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, özellikle bilirkişi raporları içeriğinden kat mülkiyetli anataşınmazın ortak yerinde olup yükseltilmesi ve kapı boşluğu olarak açık bırakılan kısmının da kapatılması istenilen duvarın onaylı mimari projede yer almadığı halde fiilen yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Yasasının 19. maddesinin ikinci fıkrasında tüm kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ortak yerlerde inşaat onarım ve tesisler yapılamıyacağı hükme bağlanmıştır. Ancak davacının bu duvarın yıkılması yönünde herhangi bir istemi olmayıp mevcut olan bu duvarın yükseltilmesini ve kapı boşluğunun kapatılmasını istemektedir. Duvar projeye aykırı olduğuna göre davacının duvarın kendi isteğine göre değiştirilmesini hakimden istemesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenle davacının fiilen var olan duvarda değişiklik yapılması yönündeki istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.