YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/9027
KARAR NO : 2007/10567
KARAR TARİHİ : 04.12.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Kamulaştırma Yasasında değişiklik yapılmasına dair olup 5 Mayıs 2001 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanıp aynı … yürürlüğe giren 4650 sayılı yasa hükümlerine göre, kamulaştırılan taşınmaz, … veya irtifak hakkı ile ilgili kamulaştırma tebligatı ile bedel tespitinin, kamulaştırmayı yapan idarenin başvurusu üzerine mahkemece yapılması gerekmektedir. Öte yandan, aynı Yasanın geçici 1. maddesine göre Yasanın yürürlüğe girmesinden önce verilmiş olan kamu yararı ve kamulaştırma kararının geçerli olacağı, ancak, henüz tebligat çıkarılmamış kamulaştırmalarda idarece henüz kıymet takdir edilmemiş olan işlerde, kıymet takdir işlemleri ile sonraki işlemlerin bu Yasa hükümlerine göre yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, dosya içerisine getirilen bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın 13.02.1995 tarihinde kamulaştırıldığı, kıymet takdir komisyonu tarafından tespit edilen bedelin bankaya bloke edildiği, kamulaştırma belgelerinin hak sahibine tebliğ edilmek üzere 8.8.1995 tarihinde notere ibraz edildiği ve taşınmaz maliklerine de 11.08.1995 ve 15.08.1995 tarihlerinde bizzat tebliğ edildiği anlaşılmakta, ayrıca kamulaştırmayı yapan idarenin 4.4.2006 tarihli yazısında 2942 Sayılı Yasanın 17. maddesi gereğince tescil davası açılması isteminde bulunduğu görülmektedir.
Bu durumda dava konusu taşınmazın kamulaştırma işlemleri için 2942 Sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişiklikden önceki hükümlerinin uygulanması gerektiği ve bu Yasaya göre de kamulaştırmayı yapan idarenin bedel tespiti davası açma yetkisi bulunmadığı göz önüne alınarak davacı idarenin aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davasının reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.